Enver abim holdingde yemek ve sohbet için bazı abileri davet ettiklerinde, huzurpınarına hizmet eden arkadaşlarını da getir buyurmuşlardı. Enver abim o gün buyurdular ki;
-2-
Gavs-ül Âzâm Abdülkâdir-i Geylani hazretleri ellerini açmış; ya rabbi, ben sana bu kadar sene ibadet ettim, yalvardım, yakardım. Acaba hangi ibadetimi beğendin, diye dua etmiş. Allahü teala da, Fakir kullarımı doyurdun, onlara baktın, bundan ben çok razı oldum, buyurmuş. Bizim dinimiz, yaptığın her ibadetten acaba kabul oldu mu yoksa olmadı mı diye şüphelen, ama yedirdiğin yemek, rızk muhakkak kabul olmuştur, buyuruyor. İnsanların midesi aç olur, bir de kalbi aç olur. Yani açlık iki manaya gelir. Eğer kalbini doyurursan, Cennete gider. Kalbin gıdası ise, ilimdir. Büyükler buyuruyorlar ki; Kalbinde sıkıntısı olan, ilimle uğraşsın. İlimle uğraşmak, kalbe ferahlık verir. Efendim, çok sıkılıyorum, patlıyorum diyorlar, kitap okuyun.
-devamı var-