08-01-2013 tarihinde Güzelşehir’deki son sohbetden hülasa:
Enver abim buyurdular ki;
-3-
Yakup “aleyhisselâm” Azrail “aleyhisselâm” ile arkadaşmış. Azrail “aleyhisselâm” istediği zaman Yakup “aleyhisselâm” ın yanına gelirmiş. Her defasında da Yakup “aleyhisselâm” misafir misin görevli misin? diye devamlı sorarmış. En sonunda görevli geleceğin vakit önceden haber ver de tedbirli olalım demiş. Peki, görevli gelmeden evvel ben sana üç tane haberci göndereceğim. Haberciler gelecek ondan sonra ben geleceğim. Bir gün Azrail “aleyhisselâm” tekrar geliyor. Yakup “aleyhisselâm” yine misafir misin görevli misin? diye soruyor. Azrail “aleyhisselâm” bu defa görevliyim diyor. Ne? Hani haberci gönderecektin? Ben sana üç tane haberci gönderdim. Habercinin biri saçlarına ak düşecek veya saçların dökülecek, ikincisi Allahü teâlâ ağzının tadını alacak, hasta olacaksın, hiçbir şeyden tad ve zevk alamayacaksın. (Enver abi üç beş lokma yese arkasından istifra ediyor. Her gün istifra ediyor. Daha yemeğe otururken eyvah deyip kalkıyorum. Geçen gün bir ilaç getirdiler). Habercinin üçüncüsü de belin bükülecek, gücün kalmayacak.
İsa “aleyhisselâm” havarileriyle beraber giderken birisine rastlıyorlar. O adam o havalinin çamaşırcısıymış. İsa “aleyhisselâm” o adamın yanından geçerken adam İsa “aleyhisselâm” a itibar etmemiş. Bu yüzden mübareğin kalbi kırılmış. Kalbi kırılınca Cebrail “aleyhisselâm” gelmiş ve yarın öğlen için cenaze namazına hazırlan demiş. Ertesi gün öğlen oluyor, adam hayatta. Daha ertesi gün bakıyor adam yine hayatta. Cebrail “aleyhisselâm” tekrar geliyor. Diyor ki gidin şu çamaşırın içini açın bakın. Bakıyorlar ki, o civarın en tehlikeli yılanı çamaşırın içinde kıvrılmış ölmüş. Sebep? Bu adam yemek yiyordu. Kapıya bir ihtiyar geldi, açım dedi. O da kaldırdı ekmeğini ona verdi. O sadaka hem belayı önledi hem de ömrünü uzattı. Peygamberimiz “aleyhissalatü vesselâm” buyuruyor ki, (Sadaka belayı önler, ömrü uzatır). Verilen şeyin ne olduğuna ne olmadığına bakmayın. Tek, sizden oraya bir şey çıksın. Öyle sevap ki!..
İsa “aleyhisselâm” havarileriyle beraber giderken birisine rastlıyorlar. O adam o havalinin çamaşırcısıymış. İsa “aleyhisselâm” o adamın yanından geçerken adam İsa “aleyhisselâm” a itibar etmemiş. Bu yüzden mübareğin kalbi kırılmış. Kalbi kırılınca Cebrail “aleyhisselâm” gelmiş ve yarın öğlen için cenaze namazına hazırlan demiş. Ertesi gün öğlen oluyor, adam hayatta. Daha ertesi gün bakıyor adam yine hayatta. Cebrail “aleyhisselâm” tekrar geliyor. Diyor ki gidin şu çamaşırın içini açın bakın. Bakıyorlar ki, o civarın en tehlikeli yılanı çamaşırın içinde kıvrılmış ölmüş. Sebep? Bu adam yemek yiyordu. Kapıya bir ihtiyar geldi, açım dedi. O da kaldırdı ekmeğini ona verdi. O sadaka hem belayı önledi hem de ömrünü uzattı. Peygamberimiz “aleyhissalatü vesselâm” buyuruyor ki, (Sadaka belayı önler, ömrü uzatır). Verilen şeyin ne olduğuna ne olmadığına bakmayın. Tek, sizden oraya bir şey çıksın. Öyle sevap ki!..
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu