Enver abim buyurdular ki;
Mübarek Hocamız ‘kuddise sirruh’ buyurdular ki; Bir hizmet, bir iş ne kadar kıymetliyse, onun engeli, vereceği sıkıntı o kadar çoktur. Zaten bir hizmetin, bir işin çok kıymetli olup olmamasını, onun size vereceği sıkıntıdan anlayın. Ters gidiyorsa, cenab-ı Hak koşturuyorsa, üzüyorsa, bunda bir iş var, bunun sonu iyi deyin. Peki ne yapacağız? İstiğfar edeceğiz. Allahü teala derdi veriyor; ama ilacı da veriyor. Sıkıntıyı veriyor; ama ilacı da veriyor. Tövbe istiğfara devam. Yine bir hadis-i şerifde Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyorlar ki; İ’mel vestağfir. Ne yaparsanız yapın, namaz kılın, oruç tutun, ne yaparsanız yapın, arkasından yine istiğfar edin. Çünki bizim daha tövbelerimiz tövbeye muhtaç halde. Onun için, ne ibadet yaparsak yapalım, oldu günah işledik, orada bir hatamız olabilir, ama istiğfarla o bir yerde tamamlanıyor, yani makbul hale geliyor. Çünki istiğfarda nefse sıkıntı vardır.
ali zeki osmanağaoğlu