Enver abim buyurdular ki;
Cenab-ı Hak inşallah bu evlenen kardeşlerimize hayırlar, hayırlı geçimler versin. Bu evlenen kardeşlerimiz İslamiyete göre hareket ederlerse, dünyaları da, ahiretleri de ma’mur olur. Enver abiye de şikayet gelmemiş olur. Eğer İslamiyetin dışına çıkarlarsa, iş nefsaniyete binerse, sonu hüsran olur. Hüsran ne demektir? Hem dünyada hüsran, hem ahirette hüsran. Çünki evlilik, kul hakkıyla başlar. Birgün Mübareklere bir arkadaş geldi, evlenmek istediğini söyledi. Buyurun efendim, buyurdular, İbni Âbidin’i getirdiler. İbni Âbidin’de evlenme bahsini okudular. O bahiste İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki; Evlenenler, hanımlarının kul haklarına riayet etmelidirler. Eğer kul hakkına riayet edemeyecekse, evlenmesinler. Büyük mesuliyettir. Çünki o da, Allahın kuludur. O senin kölen, hizmetçin değildir. Sen nasıl cenab-ı Hakka karşı mümtaz bir insansan, o da öyledir. Fakat maalesef, anlayış farkı olarak, onları evde hizmet eden bir kişi olarak görüyorlar. Bu, kökten yanlıştır. İlmihal’de yazılı, her yerde var. O, cenab-ı Hakkın bir kuludur, onun hakkına riayet etmek şarttır. Efendim bu başarılabilir mi? Başarılmasaydı, Enver abi zaten burada olamazdı.
ali zeki osmanağaoğlu