Enver abim buyurdular ki;
Mübârekler buyurdular ki; insana en lüzûmlu şey havadır. Fekat, Allahü teâlânın kudreti her an lâzımdır, buyurdular. Ya’nî o, havadan da dahâ mühim. Her an hayâtda kalabilmek. Bu, an nedir, biz bilemeyiz. Sâniyenin kaç binde biridir. Her an bütün kâinat, her an Allahü teâlânın varlığına muhtâc. Bu yüce Allaha karşı bu kadar isyân olur mu efendim? İnanılacak, akla gelecek iş değil. Her an ona muhtâcsın, onunla varsın. Onun varlığıyla varsın! O seni yokdan var etmiş, rızkını veriyor, her türlü musîbetlerden koruyor. Buna mukâbil de istedikleri; îmân edersen, inanırsan, Allah bir Muhammed hak dersen, ne kadar günâhkâr olursan ol, şefâ’at var. Azâb var ama ebedî ateş yok.
Mübârekler buyurdular ki; râhat etmek isteyen âmirleriyle iyi geçinsin. Onu oraya Allah getirdi. Senin vazîfen onu ıslâh etmek, onu düzeltmek değil. Senin vazîfen itâatdır.
Hocamız buyurdu ki; Kul iyiliği eğer kırık kalble yaparsa, Hak indinde o amel makbûl olur.
ali zeki osmanağaoğlu