Enver abim buyurdular ki;
Mübareklerden duyduklarımızı kitaplarla buluşturunca çok mühim oluyor. Mübareklerin anlattıklarını, anlatma şeklini, bir başka yerde rastlayınca bayılıyorum. Mübarekler buyurdular ki; bizim sohbetlerimizde bulunanlar, başkalarından yeni bir şey öğrenemezler. Sadece bildiklerini hatırlarlar.
Bir gün mübarekler buyurdular ki; Ehl-i sünnet bir Müslüman, bu büyükleri tanıyan bir Müslüman, gözü açık bir insan gibidir. Bu büyükleri tanımayan, Ehl-i sünnet olmayan, âmâdır. Âmâ kalmasının sebebi, büyüklere inanmamaktır, güvenmemektir, tanımamaktır.
Mübarekler buyurdular ki; şeytanın aldatması zayıftır. Allahü teala ona, müminin kalbine aynı konuda vesvese vermeyi, bir defa hak vermiştir. Aynı konuda ikinci kere gelemez. Bir defa gelir, vesvese verir; mümin de onu yapar ya da yapmaz, bir daha aynı şeyde ısrarcı olamaz, yetkisi yok. Başka konuda gelir. Ama efendim nefis öyle değil, buyurdular. Nefis, son nefesi verinceye kadar, seni kâfir yapmaya uğraşır. Günahkâr yapmak değil, amacı kâfir yapmak. Kâfir olduktan sonra, istersen sabaha kadar ağla, ne yaparsan yap. Çünki, yolu değiştirmişsin.
ali zeki osmanağaoğlu