Enver abim buyurdular ki;
Herkes ahirette, dünyada iken sevdiği ile beraber olacaktır. Akıllı insan, iyi arkadaş seçer. İnsanın bulunduğu topluluğun bir başı vardır. Ahirette herkes tek tek değil, topluluklar halinde haşr olacaktır. Dünyada iken kimlerle berabersek, onlarla haşr olacağız. O topluluklar, daha evvelki başka bir topluluğa intikal edecektir. Mesela, İmam-ı Azam hazretleri, kendi mezhebine tabi olanların hepsini toplayacaktır. Tabii, cenab-ı Hakk’ın şefkati, merhameti, anne-babanın evladına olandan çok daha fazladır. Mahşerde insanlar topluluklar halinde bulunur. Topluluğun başında Allahü tealanın sevdiği bir kulu varsa, içlerindeki günahkar kullar da, O zatın hatırına hepsi afv edilecek, Cennete girecek. Yeter ki, hardal tanesi kadar ayrı düşünmesin. Bu, çok önemli. Çünki, kalıbın beraber olması ile kalbin beraber olması ayrı şeylerdir. Cenab-ı Hak, insanın kalıbına değil, kalbine ve niyetine bakar. Kalbinde ve niyetinde neyin sevgisi varsa, neyi hedeflemişse, bunu Allahü teala bilir tabii, herkes bunu dışarıdan ölçemez. Allahü tealanın en çok sevmediği iki şey, servet ve şöhret düşkünlüğüdür. Servet ve şöhret, dünyaya giden yoldur. İhlassız amel de, kalp paraya benzer. Bizim gibi düşünenler uzakta olsa da bizimle beraberdir, bizim gibi düşünmeyenler yanımızda da olsa bizimle beraber değildir. İnsanların takdirine ve tenkidine aldırış etmemeliyiz. Allahü tealanın dostları bir kere Allah razı olsun dese, cenab-ı Hak razı olur. Eskiden yirmi sene, otuz sene, bu müjdeye kavuşmak için çile çekiyorlardı, okuyorlardı, her şeyi yapıyorlardı. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını çok dağıtmalıdır ki, dağıtılan kitaplar, içinde cevher olanları çeker.
ali zeki osmanağaoğlu