1993 senesi Ramazan-ı şerif ayındaki bir iftardan sonra,
Enver abim buyurdular ki;
Ya Rabbi tuttuğumuz oruçları kabul eyle. Sen bizlere Ramazan-ı şerif’in şefaatine nail eyle. Ramazan-ı Şerifte afv ve mağfiret eylediğin, Cehennemden azad eylediğin kulların meyanına bizleri de idhâl eyle. Ya Rabbi, bütün hasta kullarına şifalar ihsan eyle. Bütün ölmüş kullarına merhamet eyle. Bizlere de son nefeste imanla ölmek nasip eyle. Şehid olarak ölmek nasib eyle. Ya Rabbi, hizmetlerimizin devamını nasip eyle. Bilad-ı muhtelifedeki mücahid Müslümanlara yardım eyle.
Hazret-i Ömer ‘radıyallahü anh’ bir adam tutmuş parayla. Bir adama para vermiş, maaş vermiş. Demiş ki, olur olmaz zamanlarda gel bana de ki, ‘Ya Ömer, bir gün öleceksin. Ben, dalarım dünya işine, Rabbimi veya ahireti unuturum. Sen bana hatırlat bunu, demiş. Allah Allah… Hazret-i Ömer bile böyle demiş. Adamcağız da tabii maaşının hakkını ödemek için, Hazret-i Ömer tam yemek yiyecek, karşısına dikiliyor. Söylemesine bile hacet yok. Hazret-i Ömer adamı gördü mü, tamam diyor. Tam Besmeleyi çekecek, Ya Ömer, vallahi sen bir gün öleceksin, diyor. Sübhanallah… Peki, Allah kabul etsin, kaldırın sofrayı, diyor. Hazret-i Ömer tam bir yere gidecek, karşısına dikiliyor hemen; maaş veriyorsun, hakkımı, aldığım maaşı helal ettireceğim bu parayı, diyor. Ne var diyor. Ya Ömer, vallahi sen öleceksin. Senelerce böyle… Sonunda demiş ki Hazret-i Ömer ‘radıyallahü anh’; Seni bugün emekli ettim. Hem de tam maaşla. Emeklisin artık. Neden ? Vazifemizi suistimal mi ettik, yani yanlış mı ettik, demiş. Hazret-i Ömer; Yok, gayet güzel yaptın; ama bugün aynaya baktım, saçımda beyaz kıl gördüm. Artık bu sakalımdaki beyaz kıl bana hep ölümü hatırlatıyor, buyurmuş…
ali zeki osmanağaoğlu