Enver abim buyurdular ki;
Bu imanın güzelliğini, bu imanın letafetini anlatmak zorundayız. Nasıl anlatmalıyız? Evvela, bu imanın tezahürü bizde teşekkül etmelidir. Yalan söylememeliyiz, hırsızlık yapmamalıyız, hile yapmamalıyız, verdiğimiz sözde durmalıyız. Gıybet yapmamalıyız, dedikodu yapmamalıyız. Hiçbir insanın kalbini kırmamalıyız, güler yüzlü olmalıyız. İslâm ahlâkıyla ahlâklanmalıyız. Böyle olursak anlatmağa lüzum yok. İnsanlar gayet akıllıdır, herkes, iyilik gördüğünü fark eder ve Müslümanlara muhabbet besler. Ama öbür tarafdan allâme-i cihan olsanız, faziletler faziletlisi olsanız, ağzınızdan çıkanlar en güzel kelamlar olsa, ilimler olsa, haliniz bozuksa, hem kendinize, hem İslâmiyete zarar verirsiniz. O halde, evvela iğneyi kendimize batıralım, iyi bir Müslüman olmağa, Müslümanları sevmeğe ve sevilmeğe çalışalım. Nefsimize zorluk veren kimselere de duâ edelim. Ya Rabbi, bu ne mübarek adam, diyelim. Efendim, bana hakaret etti, aleyhimde konuşdu, dersen; git ona hediye ver, günâhlarını almış çünki…
ali zeki osmanağaoğlu