Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum’a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.
Allahü tealaya emanet olunuz efendim
ali zeki osmanağaoğlu
Bâzı hatıralar vardır ki, kalblere nakşeder.
O hatıraları hatırlamak, Cennet hayatı yaşamak gibidir…
………. …
2004 senesi, Ekim ayının 1’i Cum’a günü, Enver abimden aldığım mailde, “dünya ve ahiret kardeşim” yazılıydı…
Tabii bu cümleyi sadece bir latîfe kabul ederek üzerinde durmamıştım. Bir gün sonra Sarıyer’de yatsı namazında beraberdik. (Sarıyer’de Enver abimlerle bizim ev arasında sadece bir ev vardı. Yakın komşu olmakdan dolayı, abim ile beraber bazan yatsı namazlarına Enver abimlere giderdik. Namaz kıldırmakla vazifeli abi orada bulunmadığı zamanlarda sık sık Enver abim beni imam yaparlardı). O gün de, misafir gelen 10-15 abi ile birlikte namazdan evvel sohbet oluyordu. Enver abim, bir ara; “Dün Ali’ye ahiret kardeşi olmayı teklif ettim, kabul etmedi” buyurdular. Aniden çok şaşırdım ve sevinerek; “Estağfirullah efendim, kabul ettim, yeter ki siz kabul edin, ne haddimize, bizim için büyük seadet, büyük nimet, çok sevindim” dedim. Enver abim güldüler ve “Ben de kabul ettim, senden çok ben sevindim” buyurdular.
O gün Enver abim buyurdu ki; “Cuma yazısını okudum, kelimesi kelimesine anlattıklarımın aynısını yazmışsın, aferin… Hocamızın hayatını da çok güzel yazmışsın. Huzur Pınarında hepsini okudum. Gözlerim yaşlandı. Ne kadar saf ve temiz bir iman ve ihlas. Ne kadar güzel duygular. Aferin Ali’ciğim. Seninle iftihar ediyoruz. Senden çok memnun ve razıyız. Çok güzel, çok faydalı bir hizmet yapıyorsunuz. Mübarek olsun. Hepsi çok güzel olmuş, aferin. Çok memnun oldum. Bu hizmetlerinden dolayı da seni çok seviyorum. Sen nasıl beni sevindiriyorsan Allahü teala da seni sevindirsin. Huzur Pınarı, Hocamızın anlatılmasında çok faydalı oldu. Ahiretde kurtulmanız da Huzur Pınarı sayesinde olur, Hizmetlerinin devamına dua ederim. Allahü teala nazardan ve fitneden muhafaza buyursun.” buyurdular.
Elhamdülillah ki her yaptığımı Enver abime danıştım, danışmadan hiçbir iş yapmadım. Enver abim de hiçbir zaman cevabsız bırakmadılar, her zaman her derdimize çare buldular, her yaptığımız hataya da sabrettiler, hiçbir zaman yüzümüze hatamızı söylemediler, doğrusunun nasıl yapılacağını güzellikle anlattılar. Her zaman üzerimizde olmayan vasıflarla, layık olmadığımız halde, iltifat ettiler, gönlümüzü aldılar. Herkesin her derdine çare aradılar. Kendileri hasta veya ağrı içinde de olsalar, birisi bir derdine çare sorduğunda, kendi dertlerini hiç karşısındakine belli etmeden onun derdine çare bulurlardı. Her kim olursa olsun, inancı, fikri ne olursa olsun, herkese iyi davrandılar, herkese güzel muamele yaptılar. Böylelikle farklı fikirde, farklı yapıdaki insanların dahi sevgisini kazandılar. Hiçkimse ahiretde yanmasın diye uğraştılar. Ubeydullah-i Ahrar hazretlerinin; “Bizim yolumuz insanlara hizmet etmektir” sözünü kendilerine düstur edinmişcesine herkese her zaman iyilik ettiler. Kendilerine kötülük edenlere dahi hep iyilik yaptıklarını herkes görmektedir. Dünyaya hiç rağbet etmez, almayı değil, vermeyi çok severdi. Alan zelil, veren aziz olur sözünü sevdiklerinin kalblerine nakş ederlerdi. Verdiğin mal ebedi olarak senin olur, buyururlardı. Malı seviyorsan Allah için ver ki ebedî senin olsun, sevmiyorsan ye de yok olsun, buyurmuşlardı. O kadar cömertdi ki, Hocamız; “Enver bey gibi cömertlerin ikramında şifa vardır” buyurmuşlardı. Kim ne istemişse yok dediği, hayır dediği olmamıştır. Herkese her istediğini verirlerdi, verdikleri zaman sevinirlerdi. Birisi, yanına ne kadar üzüntülü girse de, mutlaka neşeli çıkardı.
Allahü teala Enver abimizi, insanları sevindirmek, insanların ihtiyaçlarını Onun elinden vermek, insanların kalblerini ferahlandırmak için ve insanların dünya ve ahiret seadetine kavuşmaları için yaratmış. Enver abimi tanımayanlara bunları anlatmak çok zor, tanıyanların ise, bu sözler az bile dediklerini duyar gibiyim. Velhasıl Enver abim melek miydi, insan mıydı diye düşünülecek, bu devirde böyle bir insan olabilir mi denilecek bir insandı. Enver abimi iyi anlıyoruz, iyi tanıyoruz, yani anlayamıyacağımızı iyi biliyoruz…
Enver abim, asırlarda ender yetişen çok müstesna bir insandı.
Enver abimden aldığım birkaç maili hâtıra olarak, numune olarak altta ilave ettim.
—– Original Message —–
From:Enver Ören
To:[email protected]
Sent:Friday, October 01, 2004 10:31 AM
Subject:Re: cumaniz mubarek olsun efendim
Amin. Senin de cuman mübarek olsun. Çok selam ve dua eder, dualarını beklerim dünya ve ahiret kardeşim.
—– Original Message —–
From:Enver Ören
To: “Ali Zeki Osmanağaoğlu” [email protected]>
Sent:Friday, October 15, 2004 2:45 PM
Subject:Re: Merhaba ya sehr-i Ramazan-1
Uygun. Mübarek olsun.Çok sevab kazanıyorsun. Bize de dua et aziz kardeşim.
—– Original Message —–
From:Enver Ören
To: “Ali Zeki Osmanağaoğlu” [email protected]>
Sent:Monday, April 26, 2004 5:25 PM
Subject:Re: bilgi
Maşaallah. Allah kabul etsin. Çok memnun oldum. Allahü teala ne muradın varsa ihsan eylesin. Amin.
—– Original Message —–
From:Enver Ören
To: “Ali Zeki Osmanağaoğlu” [email protected]>
Sent:Saturday, July 03, 2004 5:49 PM
Subject:Re: cumaniz mübarek olsun efendim
Hep beni sevindiriyorsun. Allahü teala da seni sevindirsin.
—– Original Message —–
From: “Enver Ören”
To: “Ali Zeki Osmanağaoğlu” [email protected]>
Sent: Friday, July 16, 2004 5:05 PM
Tam istediğim gibi olmuş. Aferin. Senin de cuman mübarek olsun.
Allahü teala bütün dualarını kabul etsin.
—– Original Message —–
From: Enver Oren
To: “Ali Zeki Osmanağaoğlu” [email protected]>
Sent: Monday, October 18, 2004 5:24 PM
Subject: RE: muhterem efendim
Senden çok, ben memnun oldum. Hayırlı olsun. Amin..
Çok selam ve dua ederim
Enver abim bizim başımızda hem abimiz, hem babamız, hem hocamız hem rehberimiz, yol göstericimiz, herşeyimizdi.
Hava gibi, ekmek, su gibi her zaman ihtiyaç duyulan bir insandı.
Hayat onunla güzeldi.
Fî emanillah.