Enver abim buyurdular ki;
Bu zamanda İslamiyeti anlatmanın, bildirmenin, iki ana yolu vardır. Birincisi, evvela şahsen, kendimiz, İslam ahlâkıyla ahlaklanacağız. Çünki insan, örnek insan olursa, herkes onu görür de örnek alırsa, kendiliğinden dinini sever. İkincisi de, âlimlerin nasihatlerini, sözlerini biz bilemeyiz, anlayamayız, yanlış söyleriz. Biz onların sözlerini aktarmak ve vermek zorundayız. Yani, kitap vermek zorundayız. Zaten kurulduğu günden beri kırk sene oldu, nasıl başladıysak, aynı sistem, aynı düzen, aynı imkan, hep devam ediyor. Gazeteye baksanız öyle, televizyona, ansiklopediye baksanız öyle. Bizzat ne varsa, kurulduğu günden beri Ehl-i sünnet vel cemaat itikadını anlatmaya ve insanların dinlerini öğrenmesi için, takvim olsun, her ne imkanımız varsa, onu o yolda kullanmak zorundayız. Çünki, müessesemiz daha ilk kurulduğu zaman, mübarek Hocamızın bize verdiği üç nasihat var. Üç kırmızı çizgi diyorlar. Üç ana unsur var. Bunlardan bir tanesi, mutlaka Allahın dinini doğru olarak insanlara nakletmek. Yoksa, ben öyle anlıyorum ki, bana öyle ilham oldu ki.. Sen kimsin! Sen kimsin ki, sana ilham olunan, başkasına ders, başkasına ilim olsun. Birincisi, büyüklerin bildirdikleri, anlattıkları dinimizi, en güzel şekilde, yine onların ağzından insanlara nakl etmek. Bunun için de Ehl-i sünnet kitaplarını elimizden geldiği kadar yaymak. İkincisi, Allahü tealanın kullarına iyilik etmek. Buradaki iyilikten maksat, hangi dinden, hangi ırktan, nereden olursa olsun, herkese faydalı olmak. Mesela su. Ben böbrek hastasıyım, içiyorum. Sık sık da içmem lazım. İyi ama, bu suyu hıristiyan da içiyor, yahudi de içiyor, fasık da içiyor. Su, nasıl herkese faydalıysa, mü’min de herkese faydalı olacaktır. Ondan asla kötülük, zarar gelmez. Eğer zarar geliyorsa, bu suda bir bozukluk var demektir. Onun için, evvela öğrendiklerimizi, bildiklerimizi tatbik etmek, onunla amel etmek zorundayız. Üçüncüsü, nerede yaşarsanız yaşayın, nerede bulunursanız bulunun, daima müessesemiz İhlas’tan yana olun. Siz sağa sola kaçmayın. İşlerin en kıymetlisi, daima ortada olmaktır. Siz hiçbir zaman, içinde bulunduğunuz herhangi bir sisteme karşı olamazsınız, olmamanız lazım. Çünki, Ehl-i sünnet itikadında isyan yoktur. İsyan olmayınca, geçim çoktur. Velhasıl, işte bunları konuşuyoruz, bunları anlatmaya başlıyoruz. İslamiyetin üç ana unsuru vardır, dedik. Birisi ilim, birisi amel, birisi ihlas. Evvela öğrenmemiz, ondan sonra da öğrendiklerimizle amel etmemiz lazım. Amellerimizi, yani ibadetlerimizi de insanlara gösteriş için, onlardan menfaatlenmek için değil, Allah rızası için yapmamız lazım.