Enver abiler buyurdular ki;
Bir arkadaşımız Mübareklere sordu, dedi ki, efendim biz nereden bileceğiz, yani kabre gittiğimiz zaman feyz aldığımızı, sohbet olduğu zaman feyz aldığımızı, bunu bildiren bir alamet var mı, diye sordu. Mübarekler de buyurdular ki, tabii var efendim. Eğer kalbinizde dünya sevgisi azalıyorsa, dünya sevgisi çıkıyorsa; Allah sevgisi, ahıret sevgisi, din kardeşi sevgisi akıyorsa, geliyorsa, işte feyz, istifade budur efendim, buyurdular.
İnsana ahirete giden yoldaki en büyük tuzak, en büyük dipsiz kuyu, doymak bilmeyen nefsine tâbi olmaktır. Çünki nefs demek, biraz daha ver, daha da ver, ne olur biraz daha… Onun yeter dediği yoktur. Allahü teala onu mealen, (Helû’â) ismindeki bir mahlûka benzetiyor ki, bu mahlûk ne versen hiç doymayan bir mahlûktur. Onun için, çok istekli olmak, çok isteyici olmak, iyiye alamet değildir.