Enver abiler buyurdular ki;
Birgün Amerika’da Ebubekir Ali var ya, ilk Türkiye’ye geldiği zaman, Mübarekleri görmek için geldi. Efendim, Gana’lı Ebubekir Ali sizi ziyaret etmek istiyor, dedim. Nerede kalıyor, buyurdular. Bir arkadaşın evindeydi, Mübareklerle oraya ziyarete gittik. Benim ismimi hemen söyleme, ben ne zaman söyle dersem, o zaman söylersin, buyurdular. Mübarekler buyurdular ki; Sor bakalım, Allahı seviyor mu? Ben de sordum. Çok seviyorum, dedi. Peygamberimizi ‘aleyhissalatü vesselam’ seviyor mu, buyurdular. Elbette seviyorum, dedi. Peki, Onun vârislerini, bu yolun büyüklerini seviyor mu, buyurdular. Seviyorum ki, zaten görebilmek için geldim, dedi. Eğer siz Onlara bir adım yaklaşırsanız, Onlar size bin adım yaklaşır, buyurdular. Sonrasında, mübarek Hocamızın kim olduğunu öğrenir öğrenmez, ben ömrümde böyle bir manzara görmedim. O cüsse ile top gibi fırladı, Mübareklerin kucağına sarıldı. Oturduğu yerden nasıl zıpladı, o başka bir şeydi. Mübarekleri birden bire görünce şaşırdı. Sonra, bir sohbet bir sohbet…