Enver abiler buyurdular ki;
Bir hadis-i şerif var. Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyorlar ki; Hayrunnas men yenfeunnas. Hayrunnas, insanların hayırlısı, men, şol kimsedir ki, yenfeunnas, insanlar ondan istifade eder. Mübarek Hocamız buyuruyorlar ki; Peki, mü’minlerin istifade edeceği, mü’minlere faydası dokunacak en büyük hizmet hangisidir? Öyle değil mi? Efendim, en büyük hizmet şu; Rabbenağfir-li veli valideyye, velil-mü’mine vel-mü’minat, vel-müslimine vel-müslimat, el-ahya-i minhüm vel-emvat. Yani, o mü’minler için istğfar etmektir. Yani, ya Rabbi, afv et bu kullarını, afv et ya Rabbi Müslümanları, demektir. Allahü teala bundan o kadar razı olur, o kadar memnun olur ki, evvela sen afv olursun. Yine Mübareklerden işittim, Rabbenağfir-li veli valideyye, veli üstaziyye, velil-mü’mine vel-mü’minat, vel-müslimine vel-müslimat, el-ahya-i minhüm vel-emvat. Hem hayatta olanları, hem vefat etmiş olanları afv et. Ve buyurdular ki; Hayatta veya mematta kaç milyon müslüman varsa, derlermiş ki; ya Rabbi, bizim için istiğfar eden bu kulunu afv et. Onun için, Allahü tealanın en çok sevdiği kul, Onun kullarına faydası dokunandır. En büyük fayda, o kulların afvı için dua etmektir. İslamiyet budur. Önce sen, sonra yine sen. Halbuki hayvanlarda nasıldır? Önce ben, sonra yine ben. İnsan cinsinde nasıldır? Önce ben, sonra sen. Peki müslümanlıkta nasıldır? Önce sen, sonra yine sen! Fark buradadır. Mü’min, din kardeşini ne kadar düşünürse, din kardeşine ne kadar faydalı olmaya uğraşırsa, hiç unutmasın ki, onun iki katı da ona geri dönecektir.