Enver abiler buyurdular ki;
Bütün bu hizmetlerimizin lokomotifi, gazetedir. Kitaplar müstesna, başlangıç odur. Ama kitaplara destek bakımından da olsun, Mübareklerin çok büyük emekleriyle olsun, kurulan ve devam eden, çizgisini hiç bozmayan bir gazetemiz var. Bu, faydalı bir gazetedir. Birgün bir dağıtıcı anlattı. Efendim, gazetemi aboneme götürdüm. Yukarıya çıkma; çünki abonen ölmek üzere, dediler. Görmek istiyorum, dedim ve aboneye çıktım. Abone, sekerât-ı mevt halindeydi, dedi. Gazeteyi eline almış, adamın gözüne koyup koyup indiriyormuş. Adam bir ara dikkatini toplamış, bakmış, La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah demiş, vefat etmiş. Birisi, ben öldükten sonra gazeteyi mezarımın üzerine koyun, diye vasiyet etmiş. Gelen geçen okusun diye. Her derdin bir çaresi vardır. Çaresi olmayan, bir ölümdür. Bir arzu var. Elbette herkesin bir arzusu olacaktır. Ben de, biz de yıllardan beri bu işin içindeyiz. Bu iş çok çileli, çok zor bir iştir, dedim.
Yaptığınız ibâdetleri, hizmetleri Allah rızâsı için yapın. Başkası görsün diye yaparsanız, gider. Aferin için, gösteriş için, öğünmek için ansiklopedi satan, takvim satan, siparişi alan, dünyada alacağını almıştır. Sırf Allah rızâsı için birisini gazeteye abone eden, birisine takvim satan, kurtarır, kazanır.
Dünyada en büyük başarısızlık insanın kendisine güvenmesidir. Çünkü cenab-ı Hak kendisinden başkasına güvenilmesini sevmiyor. Mübarekler; ”insan aciz demektir” buyurdular. Nesi var ki nesine güvenip kibir etsin.