2009 senesi, mart ayının 5’i …
Enver abim holdingde yemek ve sohbet için bazı abileri davet ettiklerinde, huzurpınarına hizmet eden arkadaşlarımız da oraya davet edilmişti, Enver abim o gün buyurdular ki;
Enver abim holdingde yemek ve sohbet için bazı abileri davet ettiklerinde, huzurpınarına hizmet eden arkadaşlarımız da oraya davet edilmişti, Enver abim o gün buyurdular ki;
-7-
Hocamız “Eğer kelime-i şehadet, kelime-i tevhid getirmiyorsa, buna akıllı denmez efendim” buyurdular. Çünki akıllı demek, menfaatini koruyan, kollayan insan, demektir. Kendini ateşte yanmaktan koruyamayan, nasıl akıllı olabilir? Çok zeki olabilir, çok müthiş inşaatlar yapabilir, müthiş yatırımlar yapabilir; ama eğer Allaha, Peygambere, ahiret gününe iman etmiyorsa, ona akıllı denmez. Allahü teala bizi akıllılar zümresinden yarattı. Çünki O seçmeseydi, O ayırmasaydı, biz Mübarekleri tanıyamazdık. Çünki Allah rahmet eylesin, mübarek Hocamız fevkalade insanlık halleri içine bürünmüştü. Keramet, şu-bu zinhar! Hatta gelen mektuplarda bazen, meth edici cümleler geçiyordu, geçin efendim, bize onlar lazım değil. Hizmette ne var, buyururlardı. Kitap okumuş mu, kitap almış mı, dağıtmış mı…
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu