Enver abim buyurdular ki;
-20-
Efendim Cenab-ı hakka hamdolsun, bugün onların kabirlerini ziyaret ettik, geldik buraya. Allahü teala şefaatlerine nail eylesin. İnşallah, dünyada bize hoş geldiniz kardeşim buyurdukları gibi, ahirete gittiğimiz zaman da bize bir hoş geldin deseler yeter. Geri kalanı boşver. Birgün Mübarekler buyurdular ki, Allahü teala şefaatlerine nail eylesin, “kuddise sirruh”, kardeşim buyurdular, ben evlendiğim zaman, Efendi hazretleri buyurdular ki, aileni üzersen, kayınpederini üzersen, kayınvalideni üzersen, bil ki, kabirde kemiklerim sızlar. Bu, şu manaya geliyor efendim buyurdular: Yani kabirdekiler dünyadakilerden haber alır, yani kabirdekiler dünyadakilerden haberdar olur. Ben de haber alırım buyurdular. Eğer arkadaşlar gıybet ederlerse veyahut hizmet ederlerse benim bundan haberim olur buyurdular.
Dolayısıyla Cenab-ı hakka hamdolsun sahipsiz değiliz. Sahibimiz var, ipimiz var. Bir yere kaçamayız. Çünki uzaklaşmak istersek boğuluruz, Allah korusun. Kement derler buna. Kement demek, ucu halkalı, fakat ip uzaklaştığı zaman daralıyor halka, boğuluyorsun, o zaman tekrar geri geliyorsun. Allaha şükür ki halka var. Biz kaçamayız, bırakmazlar bizi.
Bir gün Mübarekler buyurdular ki, dünyada üç büyük keramet vardır yahut da kerametlerin en büyükleri üç tanedir. Bir, bu büyükleri tanımak. Afiyet olsun abiler. İki, sevmek, maaşallah. Üç, yolunda gitmek, işte ilmihal okuyoruz. Elhamdülillah.
Mübarekler buyurdular ki, Tam İlmihal benim hayatımdır. Çünki ben hayatımı ona vakfettim.
Doğru. 1955 senesinde Kuleli’deyken, buyurdular ki bir gün, kardeşim buyurdular, bana, keşif yapanlar, bulanlar, neyse, kâfirler Cennete gidecekler mi gitmeyecekler mi diye sual sordular. Ben de onlara bir cevap yazdım buyurdular. İsterseniz ben bu cevabı yavaş yavaş okurum. İsteyen defterine yazsın buyurdular. Güzel bir defter aldık. Zaten sene sonuydu. Yazdık, yazdık, yazdık. Ama küçüktü defter, doldu, tam son sayfa, son satır bitti. Gittik Mübareklere imza istedik. Buyurdular ki, kardeşim âlim olmak isteyen bu kitabı okusun, evliya olmak isteyen bu kitaptakileri yapsın. O halde başka neye ihtiyaç kaldı buyurdular. Onun dışında başka neye ihtiyaç olabilir.
Dolayısıyla Cenab-ı hakka hamdolsun sahipsiz değiliz. Sahibimiz var, ipimiz var. Bir yere kaçamayız. Çünki uzaklaşmak istersek boğuluruz, Allah korusun. Kement derler buna. Kement demek, ucu halkalı, fakat ip uzaklaştığı zaman daralıyor halka, boğuluyorsun, o zaman tekrar geri geliyorsun. Allaha şükür ki halka var. Biz kaçamayız, bırakmazlar bizi.
Bir gün Mübarekler buyurdular ki, dünyada üç büyük keramet vardır yahut da kerametlerin en büyükleri üç tanedir. Bir, bu büyükleri tanımak. Afiyet olsun abiler. İki, sevmek, maaşallah. Üç, yolunda gitmek, işte ilmihal okuyoruz. Elhamdülillah.
Mübarekler buyurdular ki, Tam İlmihal benim hayatımdır. Çünki ben hayatımı ona vakfettim.
Doğru. 1955 senesinde Kuleli’deyken, buyurdular ki bir gün, kardeşim buyurdular, bana, keşif yapanlar, bulanlar, neyse, kâfirler Cennete gidecekler mi gitmeyecekler mi diye sual sordular. Ben de onlara bir cevap yazdım buyurdular. İsterseniz ben bu cevabı yavaş yavaş okurum. İsteyen defterine yazsın buyurdular. Güzel bir defter aldık. Zaten sene sonuydu. Yazdık, yazdık, yazdık. Ama küçüktü defter, doldu, tam son sayfa, son satır bitti. Gittik Mübareklere imza istedik. Buyurdular ki, kardeşim âlim olmak isteyen bu kitabı okusun, evliya olmak isteyen bu kitaptakileri yapsın. O halde başka neye ihtiyaç kaldı buyurdular. Onun dışında başka neye ihtiyaç olabilir.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu
ali zeki osmanağaoğlu