Enver abim buyurdular ki;
-49-
Müjde..
Sâbit bin Eslem hazretleri Tâbiînin büyüklerindendir. Buyurdu ki:
“Bir müslüman Allahü teâlânın anıldığı yere, dağlar kadar günah ile girse, çıktığı zaman üzerinde zerre kadar bir günah kalmaz”
Kendisi anlatıyor: “Mümin, kıyâmet gününde, Allahü teâlânın huzûrunda durur. Allahü teâlâ ona: “Ey kulum! Sen, dünyâda bana ibâdet eden kullarımla berâber ibâdet ediyor muydun?” diye sorunca, o mümin; “Evet, onlarla birlikte ben de ibâdet ediyordum yâ Rabbî!” der. Yine Allahü teâlâ; “Ey kulum, dünyâda iken bana duâ edip yalvaran ve beni zikredip ananlarla beraber, sen de yalvarıp beni andın mı?” diye suâl buyurur. O mümin yine; “Evet yâ Rabbî!” diye cevap verir. Bunun üzerine Allahü teâlâ; “İzzetim hakkı için, beni zikredip, andığın her yerde ben de seni andım. Nerede duâ edip yalvardınsa, o duânı kabûl ettim” buyurur.” Sonra şu hadîs-i şerîfi bildirdi: “Müminin hiçbir duâsı red edilip, geri çevrilmez. Karşılığı ya dünyâda verilir, ya âhirete tehir edilir, veya günahlarına keffâret olur.”
Allahü teala mahşer yerinde bir kuluna hesab soracağı zaman, buyururmuş ki; “Ey kulum! senin hesabını ben mi göreyim, yoksa annen veya baban mı görsün”, O insan dermiş ki; “Ya Rabbî benim hesabımı sen gör, çünki, sen annemden de, babamdan da daha merhametlisin”.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu