Enver abim buyurdular ki;
-59-
Bir mübarek zat sohbet ediyormuş. Yakın talebelerinden birisi içeri girince odanın havası değişmiş. Talebeyi çağırmış, oğlum ne var sende, senden leş gibi koku geliyor diyor. Talebe; hocam sabah gusül abdesti aldım, çamaşırlarımı değiştirdim, buraya abdestli geldim diyor. Hocası; yok bu koku başka bir koku, ceplerini boşalt, ne varsa cebinde koy şuraya diyor. Talebe cebinden bir tane kitap çıkarttı. Hocası baktı, işte bu dedi. Talebe; Efendim ben buraya gelirken bir arkadaşım benim dindar olduğumu bildiği için bana bir din kitabı verdi, ben de aldım cebime koydum dedi. Hocası; Buraya gel, şu isme bak, habis bir adam, bid’at ehli bir adam. Bunun kokusu bütün kitabı değil, hepimizi perişan ediyor. Evet, yazılar doğru olabilir, ama ondan gelen koku bizi öldürmek için yeter. Çabuk bunu dışarıya bırak, böyle bozuk kitabları okuyanlar zehirlenir buyurmuş. Midemizi doyurmak için gıdanın temizini aradığımız gibi, kalbimizi doyurmak için de kitabın iyisini aramalıyız, pis borudan şifa gelmez buyurmuş. Dolayısıyla kitap okumaktan esas maksat, kalp temizliğidir, ayrıca onun yanında da bir şeyler öğrenmekdir. O kalp temizlenmezse öğreneceğimiz ilm zaten zarar verir. Onun için her kitap okunmaz. Elimizde Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye gibi bir hazine varken, başka kitab okumağa zaten lüzum kalmaz. Her okuyuşta ayrı bir zevk alınır.
-devamı var-
ali zeki osmanağaoğlu
ali zeki osmanağaoğlu