-HAYATINDAN KESİTLER-
Evlenmeleri:
-4-
Bir ay sonra düğünümüz oldu efendim. Düğün olduğunun, ertesi gün aldım ben bizim hanımı, Efendi’ye gitdik. Fatih’den Eyyüb’e Efendiyi ziyarete gittik. Odada kimse yoktu başka. (Efendim bu sabah bunlar hatırıma geldi de anlatıyorum size. Evde bugün bunları, o tatlı günleri hep hatırladım, ağladım evde bu sabah). Ertesi gün Efendi hazretleri’ne gitdik. Odaya girdik, tenhaydı, kimseler yoktu. Efendi hazretleri tekbaşına oturuyordu. Bizi de karşısına oturtdu, yan yana. Efendi hazretleri benimle başdan konuşmadı, evvela bizim hanıma, “Hilmi’den memnun musun?” buyurdu. Çok büyük bir imtihan geçirdim. Ya, razı değilim, memnun değilim derse, diye ödüm patladı orada. Acaba ne cevab verecek diye merakla bekledim. Bizim hanım da, “memnunum” dedi. O kadar,.. başka birşey demedi. Ben de sevindim. Bu sefer (hanımanneye) bizim hanıma, ne dedi efendim biliyormusunuz?.. “Sen benim kızım mısın, gelinim misin?” diye sordu. Tabii hanımanne sustu, şaşırdı çünki. Ben de öyle dinliyorum. Bizim hanım cevab vermeyince, Efendi hazretleri kendisi cevab verdi. Ne dedi biliyor musunuz? Bana en büyük müjdeyi verdi orada. “Sen benim hem kızımsın, hem de gelinimsin” dedi. Ne demek gelinimsin? Bunun ma’nâsı, Hilmi benim oğlumdur demek. Bunun ma’nâsı budur. Ben bu müjdeyi aldım, elhamdülillah. Bu da benim için ikinci müjde oldu. Efendi hazretleri beni şımartmamak için, Hilmi benim oğlum demiyor da, bizim hanıma, “Sen benim hem kızımsın, hem de gelinimsin” diyor. Orada bu müjdeyi aldım.
-devamı var-