-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-81-
Allahü teâlânın bütün sıfatları, her mahlûkda, her zerrede, tecelli, zuhur etmekdedir. Meselâ merhamet, ihsan sıfatları zuhur etdiği gibi, kahır, gadap, azab yapmak sıfatları da zuhur etmekdedir. Her maddede, her şeyde fâideler ve zararlar yaratmışdır. İnsan lezzetli ve zevkli şeyleri, fâideli zan ederek aldanır. Allahü teâlâ çok merhametli olduğu için, peygamberler göndererek, her şeyin fâidelerini ve zararlarını bildirmiş, fâideli şeyleri yapmağı emr etmiş, zararlı şeyleri yasak etmişdir. Bu emrlere farz, yasaklara harâm ve dünyâ denir. Bu emr ve yasaklara islamiyyet denir. Dünyâdan sakınınız demek, harâmlardan sakınınız demekdir, bunu anlamak lâzımdır. Dünyânın ikinci ma’nâsı, ölmeden evvelki hayat demekdir. Bu dünyâdaki lezzetlerin, zevklerin hiçbiri harâm değildir. Bunların zararlı şekilde kullanılmaları harâmdır. İslâmiyyet her şeyi yasak etmiş diyorlar, fakat hiçbir zevk harâm değildir, haram olan, bunların zararlı şekilde kullanılmalarıdır. Fâideli şekilde kullanılmaları farz veya sünnetdir. Her uzvun, kalbin, nefsin, zevk ve lezzet aldığı şeyler başkadır. Meselâ, gözün lezzet aldığı şeyden kulak lezzet almaz, kulağın lezzet aldığı şeyden göz lezzet almaz. İnsanın bütün uzuvları kalbin emrindedir. Gönül dediğimiz bu kalb görülmez, yürek dediğimiz et parçasında bulunan bir kuvvetdir. Nefs harâm işlemekden zevk alır. Nefs, şeytan ve fena arkadaş, sözleri ile, yazıları ile, radyo ve televizyon ile insanı aldatarak, kalbi harâm şeylere sürüklerler.
-81-
Allahü teâlânın bütün sıfatları, her mahlûkda, her zerrede, tecelli, zuhur etmekdedir. Meselâ merhamet, ihsan sıfatları zuhur etdiği gibi, kahır, gadap, azab yapmak sıfatları da zuhur etmekdedir. Her maddede, her şeyde fâideler ve zararlar yaratmışdır. İnsan lezzetli ve zevkli şeyleri, fâideli zan ederek aldanır. Allahü teâlâ çok merhametli olduğu için, peygamberler göndererek, her şeyin fâidelerini ve zararlarını bildirmiş, fâideli şeyleri yapmağı emr etmiş, zararlı şeyleri yasak etmişdir. Bu emrlere farz, yasaklara harâm ve dünyâ denir. Bu emr ve yasaklara islamiyyet denir. Dünyâdan sakınınız demek, harâmlardan sakınınız demekdir, bunu anlamak lâzımdır. Dünyânın ikinci ma’nâsı, ölmeden evvelki hayat demekdir. Bu dünyâdaki lezzetlerin, zevklerin hiçbiri harâm değildir. Bunların zararlı şekilde kullanılmaları harâmdır. İslâmiyyet her şeyi yasak etmiş diyorlar, fakat hiçbir zevk harâm değildir, haram olan, bunların zararlı şekilde kullanılmalarıdır. Fâideli şekilde kullanılmaları farz veya sünnetdir. Her uzvun, kalbin, nefsin, zevk ve lezzet aldığı şeyler başkadır. Meselâ, gözün lezzet aldığı şeyden kulak lezzet almaz, kulağın lezzet aldığı şeyden göz lezzet almaz. İnsanın bütün uzuvları kalbin emrindedir. Gönül dediğimiz bu kalb görülmez, yürek dediğimiz et parçasında bulunan bir kuvvetdir. Nefs harâm işlemekden zevk alır. Nefs, şeytan ve fena arkadaş, sözleri ile, yazıları ile, radyo ve televizyon ile insanı aldatarak, kalbi harâm şeylere sürüklerler.
-devamı var-