-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-118-
Hastalıklar, cenâb-ı Hakkın lütfudur mü’minlere, îmânı olanlara. Ah keşke biraz daha hastalık çekseydim de daha çok ni’mete kavuşsaydım diyecekler. Cenâb-ı Hak’dan gelen herşey hayrlıdır. Yeter ki biz sebebiyet vermiyelim. “Ve mâ zaleme hümullah.” Allahü teâlâ kullarına zulm etmez. Kötülük, zarar vermez. “Ve mâ zaleme hümullah ve lakin kânû enfüsehum yazlimûn”. İnsanlar kendi kendine kazdığı kuyuya düşüyor. Allahü teâlâ Rahîm’dir. Kullarına daima merhametli olur. Ama “Şedîd-ül ikab” ismi de vardır. Çok da şiddetli azabı vardır. Ama o şiddetli azabı karşılıkdır. Rahmeti öyle değil ki. Rahmet, sebebsiz yağıyor. Azab; isyanın karşılığı, isyanın cezası. Onun için, gazaba maruz kalmamak için itâ’at edeceğiz. İtaat etdin mi, korkma. “Ne gelirse yahşidir” diyor Ahmed Yesevi hazretleri. “Her ne gelirse yahşidir.” Her ne gelirse Ondan, iyidir. Âyet-i kerîmeye bakın; “Size her ne iyilik gelirse, her ne se’âdet gelirse, hep Allahdandır.”, “Size her ne kötülük gelirse kendinizdendir”. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde ne buyuruyor; Size gelen herşey, her iyilik Allah’dandır. Hem de sebebsizdir. Karşılık olarak değil. Ama size gelen her seyyie, kötülük, kendinizdendir. Âyet-i kerîmenin sonunda; “Ama hepsi Allahdandır. Hayr da Allahdan, şer de”. “Hayrihi ve şerrihi.” Hani ya şer nefisdendi? Sebeb olmak itibariyle nefisdedir şer. Ama yaratmak itibarı ile Allah’dandır. Kötülükler de Allah’dandır. O yaratır. O irade eder.
-118-
Hastalıklar, cenâb-ı Hakkın lütfudur mü’minlere, îmânı olanlara. Ah keşke biraz daha hastalık çekseydim de daha çok ni’mete kavuşsaydım diyecekler. Cenâb-ı Hak’dan gelen herşey hayrlıdır. Yeter ki biz sebebiyet vermiyelim. “Ve mâ zaleme hümullah.” Allahü teâlâ kullarına zulm etmez. Kötülük, zarar vermez. “Ve mâ zaleme hümullah ve lakin kânû enfüsehum yazlimûn”. İnsanlar kendi kendine kazdığı kuyuya düşüyor. Allahü teâlâ Rahîm’dir. Kullarına daima merhametli olur. Ama “Şedîd-ül ikab” ismi de vardır. Çok da şiddetli azabı vardır. Ama o şiddetli azabı karşılıkdır. Rahmeti öyle değil ki. Rahmet, sebebsiz yağıyor. Azab; isyanın karşılığı, isyanın cezası. Onun için, gazaba maruz kalmamak için itâ’at edeceğiz. İtaat etdin mi, korkma. “Ne gelirse yahşidir” diyor Ahmed Yesevi hazretleri. “Her ne gelirse yahşidir.” Her ne gelirse Ondan, iyidir. Âyet-i kerîmeye bakın; “Size her ne iyilik gelirse, her ne se’âdet gelirse, hep Allahdandır.”, “Size her ne kötülük gelirse kendinizdendir”. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde ne buyuruyor; Size gelen herşey, her iyilik Allah’dandır. Hem de sebebsizdir. Karşılık olarak değil. Ama size gelen her seyyie, kötülük, kendinizdendir. Âyet-i kerîmenin sonunda; “Ama hepsi Allahdandır. Hayr da Allahdan, şer de”. “Hayrihi ve şerrihi.” Hani ya şer nefisdendi? Sebeb olmak itibariyle nefisdedir şer. Ama yaratmak itibarı ile Allah’dandır. Kötülükler de Allah’dandır. O yaratır. O irade eder.
Allahü teâlâ irade etmezse sivrisinek kanadını oynatamaz. Her dürlü başımıza gelen kötülük Allahü teâlânın iradesi ile ve halk etmesi, yaratması iledir. Hani ya nefisdendi! Nefs ister, sebeb olur, Allahü teâlâ da yaratır. Yaratmak itibarı ile her şey Allahdandır. O yaratır. Karşılık olarak dedik ya biraz evvel. Cenâb-ı Allah isyana karşılık olarak cezalandırır. (Ceza demek karşılık demek). Kötülükleri yaratan O’dur. Fekat kötülüklere sebeb olan nefsdir. Yani insan sebeb oluyor, O da karşılık olarak yaratıyor. Herşeyi yaratan O.
-devamı var-