-HAYATINDAN KESİTLER-
Hüseyin Hilmi Işık efendi’nin rahmetullahi teala aleyh, sohbetlerinden bazı bölümler:
-228-
İşte hadis-i kudside Peygamber efendimiz ne buyuruyor? “A’dî nefseke.” “Nefsinize düşman olun.” Kim diyor bunu? Allahü teâlâ söylüyor. “Feinneha…” Allahü teâlâ diyor ki; “Ey insanlar nefsinize düşman olunuz. Çünki, sizin o nefsiniz, “min tesabet” dikilmişdir, “bi mu’adati” benim karşıma düşman olarak gelmişdir sizin nefsiniz.” Ya’nî, nefsleriniz bana düşmandır. Nefslerinize uymayın, çünki nefsleriniz bana düşmandır diyor Allahü teâlâ. Nefsimize uymayacağız, islamiyete uyacağız. Nefs, insana daima zararlı şeyleri emr eder. Mahlûkların en ahmağı insanın nefsidir. İşte nefs, daima zararlı şeyleri ister. O halde ahmakdır. Şeytan Arabca bir kelimedir. Şeytanın ma’nâsı uzaklaşdırıcı demekdir. İnsanı Allahın rahmetinden, sevgisinden uzaklaşdırır. Allahın rahmetinden, merhametinden, sevgisinden uzaklaşdırıyor şeytan. Üç dürlü şeytan var. Birincisi zaîfdir. Aldatamaz insanı. İkincisi kuvvetlidir. İnsanı aldatır. Üçüncüsü daha kuvvetlidir. İnsanı hem aldatır, hem rezil eder. Birinci şeytan; şeytan deyince aklımıza gelen; iblis ve avanesi. Şeytanın vazifesi insanı aldatmakdır. Şeytanın ma’nâsı bu zâten. İnsanı aldatmak için gelir. Meselâ, nemâz kılma der, Allah rahimdir der, günâhlarını afv eder der. İnsanı böyle aldatır. İnsan da ona aldanmazsa, şeytan; bunda iş yok, bunu aldatamıyacağım der çeker gider. Çünki bu zaîf şeytandır. İkinci şeytan bundan kuvvetlidir. Muhakkak aldatıncaya kadar uğraşır. İnsan ona aldanmazsa çekip gitmez. Biraz sonra tekrar gelir. Akşam olur, tekrar gelir. Sabah olur, tekrar gelir. O işi yapdırıncaya kadar uğraşır. Felaket bu. Birinci şeytan öyle değil. Aldatmazsa çeker gider, başka mesele için gelir, belki bunu yapar der. Ama ikinci şeytan bundan farklı. İkinci şeytan çok haindir, yapdırıncaya kadar uğraşır. O ikinci şeytan nedir? İnsanın kendi nefsi. Gece gündüz içimizde. O bir kötülük yapmak isterse, yapdırıncaya kadar muhakkak uğraşır. Nefsin elinden kolay kurtulmak yok gibi. İşte onun elinden kurtulmanın çaresi islamiyete uymakdır, Allaha yalvarmakdır. Üçüncü şeytan nefsimizden de daha fena. O hem aldatır, hem de insanı rezil eder. O, daha fena olan şeytan nedir? Kötü arkadaş. Dinsiz, ahlaksız, edebsiz arkadaşlar şeytandır. Meselâ, mektebdeki öğretmen dinsizse, şeytandır. Gazete; edebsizlik, ahlaksızlık, dinsizlik yapıyorsa o gazete şeytandır. Televizyon, radyo; edebsizlik, ahlaksızlık yapıyorsa, gösteriyorsa o da şeytandır. Kötü arkadaş sayesinde insan dünyâda rezil olur. Ahiretde de Cehenneme gider. Kötü arkadaşa, ya’nî şeytanın emrine uyan kimse dünyâda rezil olur, âhıretde de Cehenneme gider. Ne yapacağız? Allaha yalvaracağız. “E’ûzü billahi mineşşeytanirracim.” Bunu annemizden öğrendik küçükken. “Şeytanın şerrinden, aldatmasından Allaha sığınırım. Allahım beni koru”. Şeytanın şerrinden korunmak için duâ budur. “Allahümme inni e’ûzü bike min hemezatişşeyatin.” Yâ Rabbi, şeytanların aldatmasından, şeytanların şerrinden sana sığınırım. Efendi hazretleri bunu çok okurdu.
-228-
İşte hadis-i kudside Peygamber efendimiz ne buyuruyor? “A’dî nefseke.” “Nefsinize düşman olun.” Kim diyor bunu? Allahü teâlâ söylüyor. “Feinneha…” Allahü teâlâ diyor ki; “Ey insanlar nefsinize düşman olunuz. Çünki, sizin o nefsiniz, “min tesabet” dikilmişdir, “bi mu’adati” benim karşıma düşman olarak gelmişdir sizin nefsiniz.” Ya’nî, nefsleriniz bana düşmandır. Nefslerinize uymayın, çünki nefsleriniz bana düşmandır diyor Allahü teâlâ. Nefsimize uymayacağız, islamiyete uyacağız. Nefs, insana daima zararlı şeyleri emr eder. Mahlûkların en ahmağı insanın nefsidir. İşte nefs, daima zararlı şeyleri ister. O halde ahmakdır. Şeytan Arabca bir kelimedir. Şeytanın ma’nâsı uzaklaşdırıcı demekdir. İnsanı Allahın rahmetinden, sevgisinden uzaklaşdırır. Allahın rahmetinden, merhametinden, sevgisinden uzaklaşdırıyor şeytan. Üç dürlü şeytan var. Birincisi zaîfdir. Aldatamaz insanı. İkincisi kuvvetlidir. İnsanı aldatır. Üçüncüsü daha kuvvetlidir. İnsanı hem aldatır, hem rezil eder. Birinci şeytan; şeytan deyince aklımıza gelen; iblis ve avanesi. Şeytanın vazifesi insanı aldatmakdır. Şeytanın ma’nâsı bu zâten. İnsanı aldatmak için gelir. Meselâ, nemâz kılma der, Allah rahimdir der, günâhlarını afv eder der. İnsanı böyle aldatır. İnsan da ona aldanmazsa, şeytan; bunda iş yok, bunu aldatamıyacağım der çeker gider. Çünki bu zaîf şeytandır. İkinci şeytan bundan kuvvetlidir. Muhakkak aldatıncaya kadar uğraşır. İnsan ona aldanmazsa çekip gitmez. Biraz sonra tekrar gelir. Akşam olur, tekrar gelir. Sabah olur, tekrar gelir. O işi yapdırıncaya kadar uğraşır. Felaket bu. Birinci şeytan öyle değil. Aldatmazsa çeker gider, başka mesele için gelir, belki bunu yapar der. Ama ikinci şeytan bundan farklı. İkinci şeytan çok haindir, yapdırıncaya kadar uğraşır. O ikinci şeytan nedir? İnsanın kendi nefsi. Gece gündüz içimizde. O bir kötülük yapmak isterse, yapdırıncaya kadar muhakkak uğraşır. Nefsin elinden kolay kurtulmak yok gibi. İşte onun elinden kurtulmanın çaresi islamiyete uymakdır, Allaha yalvarmakdır. Üçüncü şeytan nefsimizden de daha fena. O hem aldatır, hem de insanı rezil eder. O, daha fena olan şeytan nedir? Kötü arkadaş. Dinsiz, ahlaksız, edebsiz arkadaşlar şeytandır. Meselâ, mektebdeki öğretmen dinsizse, şeytandır. Gazete; edebsizlik, ahlaksızlık, dinsizlik yapıyorsa o gazete şeytandır. Televizyon, radyo; edebsizlik, ahlaksızlık yapıyorsa, gösteriyorsa o da şeytandır. Kötü arkadaş sayesinde insan dünyâda rezil olur. Ahiretde de Cehenneme gider. Kötü arkadaşa, ya’nî şeytanın emrine uyan kimse dünyâda rezil olur, âhıretde de Cehenneme gider. Ne yapacağız? Allaha yalvaracağız. “E’ûzü billahi mineşşeytanirracim.” Bunu annemizden öğrendik küçükken. “Şeytanın şerrinden, aldatmasından Allaha sığınırım. Allahım beni koru”. Şeytanın şerrinden korunmak için duâ budur. “Allahümme inni e’ûzü bike min hemezatişşeyatin.” Yâ Rabbi, şeytanların aldatmasından, şeytanların şerrinden sana sığınırım. Efendi hazretleri bunu çok okurdu.
-devamı var-