Ya’kûb-i Çerhî hazretleri “kuddise sirruh”, Şâh-ı Nakşîbend Muhammed Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sohbetine kavuşmasını ve o büyük mürşitten duyduklarının bir kısmını, Fârisî bir risâle hâlinde yazmıştır. Bu risâlesinde o büyükler yolunun edep ve dîne bağlılıklarını bildirmiştir. Bu risâlenin bir bölümünde şöyle buyurmaktadır:
Her hâlde uyanık olmalıdır. Yerken, yatarken, konuşurken, yürürken, alış veriş ederken, abdest alırken, namâz kılarken, Kur’ân-ı kerîm okurken, yazarken, ders ve vaaz verirken, bir göz açıp kapayacak kadar Allahü teâlâ’dan gâfil olmamalıdır.
Birbirini inkâr etmeyen aynı yol erbâbının sohbetleri fâidelidir. Ama sohbet ve arkadaşlık haklarını gözetmelidir. Kâmil ve mükemmil bir zâtın bakışı, kalbi o kadar temizler ki, uzun riyâzetlerle buna kavuşmak pek zordur.
Tebrîzde Şemseddinin bir nazarına kavuşan kişi,
Çile çekenlere güler, aşağı bulur bu işi.
Çile çekenlere güler, aşağı bulur bu işi.
Sohbetin sâhih, doğru olduğunun alâmeti, onda kulun kalbine Rahmânî ve Rabbâni feyizlerin gelmesi, Allahü teâlâ’nın sevgisinden başka sevgilerin kalpten silinmesidir. Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvân” birbirlerine; “Gelin bir miktâr berâber olalım da îmânımızı tâzeleyelim,” derlerdi. Allah adamları ile, Allahü teâlâ’nın sevgili kulları ile oturup kalkmanın, onlarla sohbet etmenin çok fâideleri vardır.
Ya’kûb-ı Çerhî hazretlerinin (Risâle-i ünsiyye) kitabında buyurulan hadîs-i şerifte;(Resim, köpek ve cünüp kimse bulunan eve rahmet melekleri girmez) buyuruldu.
İslâm Âlimleri Ansiklopedisi