Her mü’minin Ehl-i sünnet i’tikâdına yapışması lâzımdır
Her mü’minin Ehl-i sünnet i’tikâdına yapışması, bozuk îmândan, ya’nî dalâletden, i’tikâdda bid’atden kaçınması lâzımdır. Din bilgilerinde âlim olmıyan kimse, bid’at sâhibleri ile münâkaşa etmemeli, onlardan uzaklaşmalı, selâm vermemelidir. Bayramlarda, sevinçli zemânlarda ziyâretlerine gitmemeli, cenâzelerine nemâz kılmamalı, onlara acımamalıdır. İ’tikâdları bozuk olduğu için, onları sevmemeği ibâdet bilmelidir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bir hadîs-i şerîfde, (Îmânında veyâ ibâdetinde bid’at, bozukluk bulunan bir kimseye, Allah için sert bakanın kalbini, Allahü teâlâ îmânla doldurur ve korkudan korur) buyurdu.
Tesavvuf büyüklerinden Fudayl bin Iyâd “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Bid’at söyleyenleri ve yapanları sevenlerin ibâdetlerini, Allahü teâlâ kabûl etmez ve kalblerinden îmânlarını çıkarır. Bid’at sâhibini sevmeyenin ibâdeti az olsa da, Allahü teâlânın bunu afv buyurmasını ümmîd ederim. Yolda bid’at sâhibine karşı gelirsen, yolunu değişdir) ve (Süfyân bin Uyeyneden işitdim, buyurdu ki, bid’at sâhibinin cenâzesinde bulunan kimseye cenâzeden ayrılıncaya kadar, Allahü teâlâ gazab eder) buyurdu. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” (Bir kimse, bir bid’at meydâna çıkarsa veyâ bir bid’ati işlese, Allahü teâlânın ve meleklerin ve bütün insanların la’neti, onun üzerine olsun. Onun ne farzları, ne de, nâfile ibâdetleri kabûl olmaz) buyurdu. Abdülkâdir-i Geylânînin sözü burada temâm oldu.
Tam İlmihal Se’âdet-i Ebediyye