- Ur çıkmadan nur girmez. Ur çıkınca nur gelir ve her taraf aydınlanır.
- Nasıl ki her yere ışık vermek, enerji vermek güneşin elinde değildir, büyüklerden de feyz böyle gelir. Herkes muhabbeti kadar kadar feyz alır. En çok muhabbet haramdan sakınanda, farzları yapanda ve itaat edende vardır.
- Kim ne kadar haramdan sakınırsa, ne kadar itaat ederse, onun kalbinin kapısı açılır ve Allahü teala ona o kadar çok feyz verir. Yoksa, kalbin kapısı tıkanırsa, ona bir şey vermez. Diyelim ki bir aralık buldu, o feyz vücuda girdi? Çok tehlikelidir. O feyz içeride değişime uğrar ve zehre dönüşür. Bu sefer, Allahü tealaya karşı, Peygamberine karşı, din kardeşlerine karşı, düşmanlığı, kin ve nefreti artar. Bütün bunların sebebi, onun büyüklerle olan irtibatı kesilmiş, yani sigortası atmıştır. Kurtulmasının çaresi iki tanedir. Ya devamlı işlediği bir günahtan tövbe edecektir. Veyahut da bağlı bulunduğu zât hakkında Allah korusun, en ufak bir şekilde tereddüt ve şüpheye düşecek bir düşüncesi olmayacaktır.
- Mü’minler bir araya geldiği zaman da, aynı bileşik kaplar usulü, birinin kalbinden diğerinin kalbine mutlaka akım geçer. Suyu nasıl ki durduramazsanız, o feyze, o akıma da dur diyemezsiniz.
- Feyz, Allah sevgisidir. Kimin kalbinde ahiret sevgisi fazlaysa, o sevgi mutlaka kalpten kalbe akar.
Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh)