- Mazhâr-ı Cân-ı Cânan hazretlerine, Abdülkadir Geylâni hazretleri mi, İmâm-ı Rabbânî hazretlerimi daha büyüktür diye sormuşlar. İkisi de bizden yüksekte birer buluttur, hangi bulut daha üstte olduğu belli olmaz buyurmuş. Aynı suali Efendi hazretlerine sordular. Efendi hazretleri saatlerce Abdülkadir Geylâni hazretlerini anlattılar, herkes Ondan daha büyük velî olmaz zannetti. En sonunda, herşeye rağmen ben İmam-ı Rabbânî hazretlerinin aşığıyım buyurdu.
- Bizim büyüklerimizin yolunda olan bir kişi diğer insanlar arasında, konuşmasından ve hâl hareketinden belli olur.
- İslâmın vekârını korumak için kıymetli giyinmek lâzımdır. Büyüklerin yolu böyledir.
- Evliya da Allahü tealanın sıfatlarıyla sıfatlanmışlardır. Onlar da dünyada dostla düşmanı ayırmazlar. Dostlara yaptıkları iyi muameleyi düşmanlara da yaparlar. Düşmanlar, dostlarla karışıp Evliyanın huzuruna gelirler, Evliya onlara hiç düşman muamelesi yapmaz, dostlarına olduğu gibi, onlara da ikram ederler, tatlı konuşurlar. Onlar da der ki, “Bu adam benim düşman olduğumun farkında değil, bana dost muamelesi yapıyor.” Evliyanın dostla düşmanı ayırmaması, nîmet vermek bakımındandır.
- Efendi hazretleri çok mütevazi idi. Vaaz ederken yakınındakilere, yavaşca, ağzımdan yanlış kelime çıkarsa beni ikaz edin, çünki ben mânâları düşünürüm kelimeye kıymet vermem buyururdu. Bunu tevazudan söylerdi. Hiç yanlış bir kelime söyleyip ikâz edildiği olmadı.
Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh)