- Efendi hazretlerinden duymadığım bir şeyi söylemiyorum, yazmıyorum. Onun için, okuyanlar, dinleyenler rahat ediyor.
- Bu okuduklarımızın, yazdıklarımızın, işittiklerimizin hepsi, bize Abdülhakîm efendi hazretlerinin hediyesidir. Onları görmeseydim hiçbir şeyden haberimiz olmazdı.
- Efendi hazretleri çok mütevazi idi. Vaaz ederken yakınındakilere, yavaşca, ağzımdan yanlış kelime çıkarsa beni ikaz edin, çünki ben mânâları düşünürüm kelimeye kıymet vermem buyururdu. Bunu tevazudan söylerdi. Hiç yanlış bir kelime söyleyip ikâz edildiği olmadı.
- Afrika’dan gelen bir mektûbda şöyle anlatmışlar. Efendi hazretlerinin “bir üniversiteliye cevab” mektûbu kendilerine gönderilmiş. Oradaki hoca talebelerine Efendi hazretlerinin bu mektûbunu okurken Efendi hazretlerinin rûhaniyeti insan şeklinde bir nûr olarak bulunmuş. Sizin ne büyük hocanız var diyorlar.
- Efendi hazretleri bir gün, çok üzgündü. Beni dinleyen kazanır; fekat dinleyen yok, buyurdu. Çok korktum, çok üzüldüm; Fekat sen laf dinlersin, buyurdu.
Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh)