Dünyâ, uykuda gördüğün rüyâya benzer. Uyandığın zaman hiçbir şey kalmamıştır.
Bir kimsenin seni ne kadar çok sevdiğini anlamak istersen, senin o kimseyi ne kadar sevdiğine dikkat et. Yâni, sen onu ne kadar seviyorsan o da seni o kadar seviyor demektir.
Mîde ve nâmusunun iffetini korumak kadar faziletli ibâdet yoktur.
Dünyâda insana en iyi yardımcı, din kardeşlerine iyiliktir.
İmâm-ı Muhammed Bâkır oğlu Câfer-i Sâdık’a şöyle nasîhat etti:
Ey evlâdım! Fasıklarla arkadaşlıktan çok sakın. Böyle insanlar seni bir lokmaya değişebilir. Cimrilerle dost olmaktan da sakın. Zîrâ çok ihtiyâcın olduğu bir zamanda az bir şey vermekten çekinirler. Yalancılarla dost olma, sana dost görünüp konuşur, ayrılınca hâli değişir. Ahmaklarla dostluk arkadaşlık kurma, onlar, sana iyilik yapıyorum zannederek kötülük yaparlar. Akrabâyı ziyâreti terk edenle de dost olma. Çünkü, Kur’ân-ı kerîmin üç yerinde böyle kimseyi lânetlenmiş gördüm.
İlmi ile insanlara faydalı bir âlim, bin âbidden daha efdaldir. Böyle bir âlimin vefâtına, şeytan, yetmiş âbidin vefâtına sevindiğinden daha fazla sevinir.