Bir mümin kardeşini sabahtan akşâma kadar incitmeyen kimse, o gün akşâma kadar Peygamber efendimizle yaşamış olur. Eğer bir mümin kardeşini incitirse, Allahü teâlâ onun o günkü ibâdetini kabûl etmez.
Allahü teâlâ kuluna, îmândan sonra, temiz kalp ve doğru dilden dahâ büyük hiçbir şey ihsân etmemiştir.
Çok ağlayınız, az gülünüz; çok susunuz, az konuşunuz. Çok veriniz, az yiyiniz; çok uyanık olunuz, az uyuyunuz.
İnsanoğlu, şu üç şeyle devâmlı olarak tâ’at yaparsa, sorgusuz suâlsiz Cennete gidebilir: Kalp, nefis ve dil.
Mâide sûresinin yirmi yedinci âyetinde meâlen,(Allahü teâlâ, ancak takvâ sâhiplerinin [ibâdetlerini, duâlarını] kabûl eder) buyuruldu. Hadîs-i kudsîde de, (Bir kulum bana yaklaşırsa, ona sesleri duyurur ve saklı şeyleri gösteririm) buyuruldu.
Huzur Damlaları – 424
Ebül-Hasen-i Harkânî hazretleri “kuddise sirruh” buyurdu ki;