Seyfeddîn-i Fârûkî hazretleri buyurdu ki:
Açlık ve mücâhede, hârika ve kerâmeti arttırır. Evliyânın sohbeti ise kalbe zikri yerleştirir. Sünnete tâbi olmayı kolaylaştırır. Yetecek kadar yiyiniz. Zîrâ yolumuzun büyükleri, bu yolu kalbde dâimâ Allah sevgisini bulundurmaya devâm ve sohbet üzerine kurmuşlardır.
Zühd (dünyâdan uzaklaşmak) ve şiddetli mücâhedenin (nefsin istemediği şeyleri yapmak) netîcesi, kerâmet ve tasarruftan ibârettir. Biz bunları işden bile saymayız. Bizim maksadımız ancak zikre devâm, Allahü teâlânın yasaklarından kaçınıp emirlerine uymak, Resûlullah efendimizin sünnet-i şerîfine tâbi olmak, bir de çok feyz ve bereketlere kavuşmaktır.
Çok eski bir düşman olan bu alçak dünyâ, ister dostu, ister düşmanı olsun hiç kimseyi kendi hâline bırakmaz ve hiç kimseye acımaz. En sonunda herkesi aldatarak vefâsızca ebediyyen terk eder.
Akıllı o kimsedir ki, şu birkaç günlük ömründe Allahü teâlâya kulluk ederek, O’nun vâd ettiği sonsuz saâdet yolunu tutar.