Fahr-ÜL-FÂRİSÎ (Muhammed bin İbrâhim Fârisî) hazretleri (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki;
Evliyânın büyüklerinden Fahr-ül-Fârisî hazretleri gıybet hakkında bir suâl sorulduğunda buyurdu ki: “Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “Zannın çoğundan sakınınız! Çünkü, zannetmenin bâzısı günâh olur. Birbirinizin kusûrunu araştırmayın! Birbirinizi gıybet etmeyin!” (Hucurât sûresi: 12)
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimizin “aleyhisselam” huzurlarında bulunan birisi, orada bulunmayan biri hakkında; “Ne kadar da âciz birisi!” deyince, Resûlullah efendimiz; “aleyhisselam” “Kardeşinizin etini yediniz. Çünkü onu gıybet ettiniz.” buyurdu.
Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma; “Gıybetten tövbe ederek ölen kimse, Cennet’e girenlerin sonuncusu olacaktır. Gıybete devâm ettiği halde ölen kimse ise, Cehennem’e girenlerin ilki olacaktır.” diye vahyetti.
Anlatılır ki, İbrâhim bin Edhem bir yere dâvet edilmişti. Oraya vardığında, geciken birisi hakkında; “O zâten ağır adamdır.” dediler. İbrâhim bin Edhem; “Keşke buraya gelmeseydim. Çünkü, burada gıybet yapılmaktadır.” dedi.