Allahü teâlâya ağlıyarak, sızlıyarak ve Ona sığınarak ve güvenerek yalvarıyorum ki, bu fakîri ve ona bağlı olanları, bid’at olan işleri yapmakdan korusun ve bid’atlerin güzel ve fâideli görünmelerine aldanmakdan muhâfaza buyursun! Seçilmiş olanların, sevilenlerin efendisi, en üstünü hâtırı için bu düâyı kabûl eylesin!
(Bid’at) demek, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” zamânında ve Onun dört halîfesi zamânlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydâna çıkan şeylere denir. Bid’atleri ikiye ayırmışlar: (Hasene) [güzel] ve (Seyyie) [kötü]. Resûlullahın ve dört halîfesinin zamânlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydâna çıkan ve bir sünnetin unutulmasına sebeb olmıyan güzel şeylere, (Hasene) demişlerdir. Sünneti ortadan kaldıran bid’ate de, (Seyyie)demişlerdir. Bu fakîr, bu bid’atlerin hiçbirinde güzellik ve parlaklık görmüyorum. Yalnız karanlık ve bulanıklık duyuyorum. Eğer bugün, kalbler kararmış olduğundan, bid’at sâhibinin işleri iyi ve güzel görülürse de, yarın kıyâmet günü, kalbler uyandığı zamân, bunların zarar ve pişmânlıkdan başka bir netîce vermedikleri görülecekdir.
-devamı var-