Resûlullah “aleyhissalâtü vesselâmü vettehıyye” buyurdu ki, (Oruclu olan kimse, hurma ile iftâr etsin! Çünkü hurma bereketlidir). O Server “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, hurma ile iftâr ederdi. Hurmanın bereketli olması şöyledir ki, onun ağacına (Nahle) denir. Bu ağacın yaradılışında, topluluk ve adalet vardır. İnsanın yaradılışı da böyledir. Bunun içindir ki, Peygamberimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Nahle ağacına, Âdem oğullarının halasıdır dedi. (Halanız olan nahleye saygı gösteriniz! Çünkü bu ağaç, Âdem aleyhisselâmın çamurundan kalan artıktan yaratılmıştır) buyurdu. Görülüyor ki, Nahle, Âdem aleyhisselâmın çamurundan yaratılmıştır. Nahleye bereket buyurması, bunda herşeyin bulunduğu için olsa gerektir. Bunun için, nahlenin meyvesi olan hurma yinince, insanın parçası, dokusu olur. Böylece hurmada bulunan herşey, insana da aktarılmış olur. Hurmada bulunan sonsuz üstünlükler, bunu yiyende de bulunur. Hurmayı yiyen herkes böyle olur ise de, oruclu kimse, iftâr zamanında, şehvetlerden ve dünyanın geçici zevklerinden temiz olduğu için, hurmadan pekçok istifâde eder. Anlattığımız faydaları daha tâm ve daha olgun olur. O Server “aleyhi minessalevâti efdalühâ ve minettehıyyâti ekmelühâ”, (Müminin sahûrunun hurma ile olması ne güzeldir) buyurdu. Bu da belki, hurma insanın dokularına karışınca, insanın hakîkatini tamamladığı içindir. Oruclu iken, böyle şey olmadığı için, bunun karşılığı olarak sahûrda hurma yimenin güzel olduğunu bildirmiştir. Hurma yemek, çeşidli yemekleri yemek gibi faydalı olmaktadır. Hurmanın bu bereketi, kendisinde herşey bulunduğu için, iftâr zamanına kadar insanda kalır. Hurmanın bu faydası, ancak islâmiyete uygun olarak yinildiği, islâmiyetten kıl ucu kadar ayrılık bulunmadığı zamandır. Tâm faydasına kavuşmak için, bir ağacın bir meyvesi olarak değil, bildirdiğimiz topluluğunu, bereketini düşünerek yimek lâzımdır. Yalnız bir meyve olarak yinirse, yalnız madde, kalori faydası elde edilir. İşin iç yüzü bilinerek yinirse, bereketine kavuşulup, bâtını da besler. Bereketine kavuşmadan yimek kusur olur. Fârisî beyt tercümesi:
Çalış, lokmayı kıymetlendir önce!
Ondan sonra, hiç korkma yi, doyunca!
Ondan sonra, hiç korkma yi, doyunca!
İftârı erken, sahûru geç yapmakta da, bu incelik vardır. Vesselâm.
Harâmdan sakın, farzı yapmağa bak !
Farzı yapmazsan, olur hâlin harâb !
Mektûbat Tercemesi – 162