Eshâb-ı kirâma dil uzatmak, Allahü teâlânın Peygamberine “sallallahü aleyhi ve sellem” dil uzatmak olur. (Eshâb-ı kirâma saygı göstermiyen, Allahü teâlânın Resûlüne îman etmemiştir) buyuruldu. Çünkü, onların kötülenmesi, sahiplerinin, efendilerinin “sallallahü aleyhi ve sellem” kötülenmesi olur. Böyle yanlış îtikata düşmekten, Allahü teâlâya sığınırız! Kur’an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden çıkan ahkâmı bizlere getiren, Eshâb-ı kirâmdır. Onlara dil uzatılınca, onların getirdiği şey de, kıymetten düşer. İslâmiyeti bizlere getiren, Eshâb-ı kirâm arasından belli kimseler değildir. Bunda, herbirinin hizmeti, payı vardır. Hepsi adalette, doğrulukta, öğretmekte müsâvîdir. Eshâb-ı kirâmdan “aleyhimürrıdvân” herhangi birine dil uzatılınca, dîn-i islâm kötülenmiş, söğülmüş olur. Allahü teâlâ, bu çirkin hâle düşmekten hepimizi korusun!
Îman edilecek şeylerde Eshâb-ı kirâmın hepsine uymak lâzımdır. Çünkü, îtikat edilecek şeylerde, birbirlerinden hiç ayrılıkları yoktur. Fürû’da, yâni yapılacak işlerde ayrılma olabilir.
Eshâb-ı kirâmdan “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” birine dil uzatan kimse, hepsini lekelemiş olur. Çünkü, hepsinin îmanı, îtikadı birdir. Birine dil uzatan, hiçbirine uymamış olur. Birbirlerine uygun olmadıklarını, aralarında birlik bulunmadığını söylemiş olur. Onlardan birini kötülemek, onun söylediklerine inanmamak olur. Tekrar söyliyelim ki, islâmiyeti bizlere bildiren, onların hepsidir. Onların herbiri âdildir, doğrudur. Herbirinin islâmiyette bildirdiği birşey vardır. Herbiri âyet-i kerimeleri getirerek, Kur’an-ı kerim toplanmıştır. Bir kısmını beğenmiyen, islâmiyeti bildireni beğenmemiş olur. Görülüyor ki, bu kimse, islâmiyetin hepsini yapmamış olur. Böyle olan da, Cehennemden kurtulabilir mi? Bekara sûresi, seksenbeşinci âyetinde meâlen,(Kur’an-ı kerimin bir kısmına inanıyorsunuz da, bir kısmına inanmıyor musunuz? Böyle yapanların cezâsı, dünyada, rezil, rüsvâ olmaktır. Âhırette de, en şiddetli azâba atılacaklardır) buyuruldu.