Allahü teâlâya hamd olsun! Sevgili Peygamberine ve Âline ve Eshâbına salâtü selâm olsun ve doğru yolda olanlara düâlar olsun!
Kıymetli kardeşimin güzel mektûbu geldi. Bizleri çok sevindirdi. Allahü teâlâya hamd ve şükr olsun ki, ayrılık günlerinin uzaması, muhabbeti ve ihlâsı sarsmamış. Bununla berâber, buraya gelseydiniz, dahâ iyi olurdu. (El hayru fî mâ sana’ Allahü teâlâ!). Ya’nî Allahü teâlânın yapdığında hayr vardır. İnsanlar arasından ayrılmak, uzlet etmek istiyorsunuz. Evet uzlet, Sıddîkların aradığı şeydir. Mubârek olsun! Uzleti isteyiniz! Bir köşeye çekiliniz! Fekat, müslimânların haklarını gözetmeği elden kaçırmayınız! Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Müslimânın, müslimân üzerinde beş hakkı vardır: Selâmına cevâb vermek, hastalığında dolaşmak, cenâzesinde bulunmak, da’vetine gitmek ve aksırdığı zemân elhamdülillah deyince, yerhamükallah demek) buyurdu. [Bu hadîs-i şerîfi Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” haber vermişdir. (Buhârî)de ve (Müslim)de yazılıdır.] Fekat, da’vet etdiği zemân gitmek için şartlar vardır. (İhyâ’ül-ulûm) kitâbında buyuruyor ki, (Çağıranın yemeği şübheli ise veyâ islâmiyyetin yasak etdiği şey, meselâ ipek sofra örtüsü, gümüş kap ve tavanda, dıvârda cânlı resmi varsa veyâ çalgı çalınıyorsa, oyun, kumar gibi şeyler varsa, o çağrılan yere gidilmez). [Bu yasaklar, (Kimyâ-i se’âdet) kitâbında da yazılıdır]. Böyle yasaklar bulunan yemeğe gitmek harâm veyâ mekrûh olur. Çağıran kimse zâlim ise veyâ Ehl-i sünnet değil ise, fâsık ise, kötülük yapan ise veyâ övünmek için, gösteriş için çağırıyorsa gitmek câiz olmaz. (Şir’a-tül-islâm) kitâbında diyor ki, (Riyâ olarak çağırılan yemeğe gitmemelidir!). (Muhît) kitâbında diyor ki, (Oyun, şarkı, gîbet etmek bulunan ve içki içilen yemeğe oturulmaz). (Metâlib-ül-mü’minîn) kitâbında da böyle yazılıdır. Bu yasaklardan hiçbiri bulunmayan da’vete gitmek lâzımdır. Bu zemânda, bu yasakların bulunmaması güç oldu. Bundan başka, Fârisî mısra’ tercemesi:
Yabancıdan uzlet et, dostdan değil!