VA’DİNİ BOZMAK – 2
Buhârîde yazılı, Amr ibni Âsın “radıyallahü teâlâ anh” oğlunun bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Dört şey münâfıklık alâmetidir: Emânet olunana hıyânet etmek, yalan söylemek, va’dini bozmak ve ahdine gadr etmek ve mahkemede doğruyu söylememek) buyuruldu. İbni Hacer buyurdu ki, nifâk ya’nî münâfıklık, zâhirin bâtına uymaması demekdir. Sözü, özüne uymaz. İ’tikâd edilecek şeylerde münâfıklık yapmak, küfrdür. İşlerinde ve sözlerinde münâfıklık yapmak, harâm olur. İ’tikâdda, îmânda münâfıklık, diğer küfrlerden dahâ fenâdır. Îfâ etmek, yerine getirmek niyyeti ile va’d yapmak câizdir, hattâ sevâbdır. Böyle va’di ifâ etmek vâcib değildir, müstehabdır. İfâ etmemek tenzîhen mekrûh olur. Hadîs-i şerîfde, (Bir kimse, yapmak niyyeti ile verdiği sözü tutamazsa günâh olmaz) buyuruldu. Hanefî ve Şâfi’î mezheblerinde, ahdi bozmak da, özrsüz mekrûh, özrlü câizdir. Fekat bozacağını önceden haber vermek vâcibdir. Hanbelî mezhebinde va’de vefâ vâcibdir. Yerine getirmemek harâm olur. Yapması dört mezhebde de sahîh olan bir şeyi yapmak takvâ olur.