İLM-İ AHLÂK VE
İSLÂMİYYETDE AHLÂK TERBİYESİ
11
ÜÇÜNCÜ BÂB
– dünden devam –
Evliyânın büyükleri “rahime-hümullahü teâlâ” buyuruyor ki, Muhbir-i sâdık, [ya’nî hep doğru söyleyici] “sallallahü aleyhi ve sellem”, kıyâmetdeki ni’metlerden ve azâblardan her ne haber verdi ise, onların hepsi, insanın bu dünyâda kazandığı huyların, ahlâkın ve amellerin sûretleridir. Oradaki görünüşleridir. Ahlâkda ve amelde doğru yolda bulunmanın, oradaki sûreti, görünüşü de, sırat köprüsüdür denildi. Dünyâda doğru yolda bulunanlar, islâmiyyetden ayrılmıyanlar, orada sırat köprüsünü, çabuk geçecek, ma’rifetler ve olgunluklar Cennetlerine ve iyi amellerin bağçelerine kavuşacaklardır. Burada, din yoluna uymakda gevşek davrananlar, orada sırat köprüsünü düşe kalka geçeceklerdir. İslâmiyyetin gösterdiği doğru i’tikâddan ve amellerden ayrılanlar, sağa, sola sapanlar, sıratdan geçemeyip Cehennem ateşine düşeceklerdir.
Zuhruf sûresinin otuzaltıncı âyetinde meâlen, (Nefsine uyarak, Allahü teâlânın dîninden yüz çevirenlere, dünyâda bir şeytân musallat ederiz) buyuruldu. Bu âyet-i kerîmeye bakarak, ba’zı âlimler dedi ki, hayr ve kemâl işleri yapdıran melekeyi, bir melek hâsıl eder. Ortadan sapdıran, kötülük yapdıran melekeyi de bir şeytân hâsıl eder. İkisinden biri, kıyâmetde o insana arkadaş olur. O hâlde herkes, kendi huyuna ve ameline bakarak, âhıretdeki arkadaşının nasıl olacağını anlıyabilir.
Orta yol deyince, iki şey anlaşılır: Birisi, herkesin anladığı gibi, birşeyin tam ortasıdır. Dâirenin merkezi, kutru böyledir. İkincisi, izâfî, takdîrî orta olmakdır. Ya’nî belli birşeyin ortasıdır. O şeyin ortası olduğu için, herşeyin ortası olmak lâzım gelmez. Ahlâk bilgisinde kullanılan, bu ikinci ortadır. Bunun için, iyi huy, herkese göre farklı olur. Hattâ, zemâna ve mahalle göre de değişir. Birinde güzel olan bir huy, başkasında iyi olmıyabilir. Bir zemânda iyi denilen bir huy, başka zemânda iyi olmıyabilir. O hâlde iyi huy, tam ortada olmak değil, ortalamada olmakdır. Kötü huy da, bu ortalamanın iki tarafına ayrılmakdır. (İşlerin en iyisi, onların ortasıdır) hadîs-i şerîfi de bunu bildirmekdedir.
– devamı var –