HASED – 9
(Müslimânlar hayrlı olur. Hased edince hayr kalmaz) buyuruldu. Diğer bir hadîs-i şerîfde, (Hased, nemîme ve kehânet sâhibleri benden değildir) buyuruldu. Nemîme, fitne çıkarmak için, ara açmak için, insanlar arasında söz taşımakdır. Kehânet, bilmediğini söyliyerek bundan hükm, ma’nâ çıkarmakdır. [Bilinmiyen şeyleri haber veren, falcılara (Kâhin) denir. Kâhine inanmamalıdır.] Bu hadîs-i şerîfden, hased edenin şefâ’atden mahrûm kalacağı anlaşılmakdadır. Ya’nî şefâ’at istemeğe hakkı olmayacakdır.
Hadîs-i şerîfde, (Altı kimse, altı şeyden hesâba çekilip, mahşer yerinde azâb gördükden sonra, Cehenneme gireceklerdir: Devlet reîsleri zulmden, arablar kavmiyyet gayretinden, köy muhtarları kibrden, tüccâr hıyânetden, köylüler cehâletden, âlimler hasedden) buyuruldu. Ticâret ile meşgûl olanın, yalan söylemek, fâiz, hîle ve fâsid bey’ ile başkasının mâlını aşırmak ne demek olduklarını ve bu harâmlardan kurtulmanın çârelerini öğrenmesi lâzımdır. Köylülerin, ya’nî her müslimânın, Ehl-i sünnet i’tikâdını ve ilm-i hâlini bilmesi lâzımdır. Bu hadîs-i şerîf, hasedin din adamlarında dahâ çok bulunduğunu haber vermekdedir.
– devamı var –