Farzdır her Müslümana, Ehl-i beyte muhabbet;
Âhırete îmânla gitmeye sebep elbet!
Ehl-i Beyt, sırasıyle, Ali ile Fâtıma,
Hasan ile Hüseyin, bu dördünü unutma!
Doğunca Hüseyin’i, alarak kucağına,
Ezan ve ikâmeti, okudu kulağına.
Ve Resûl seslendi ki: (Ey Hüseyin! Bil ki sen,
Cennet çocuklarının, seyyidisin şimdiden.)
Çok severdi Peygamber, Hazret-i Hüseyin’i,
Söylerdi ara sıra, onu çok sevdiğini.
Oturttu birgün onu, sağ dizi üzerine ,
Oğlu İbrahim’i de, aldı sol dizlerine.
O an geldi Cebrail, dedi; (Yâ Resûlallah!
Bunlardan birisini, alacak senden Allah.
Lâkin sana bıraktı, hangisini istersen,
Allah onu alacak, seçiver birini sen.)
Buyurdu ki: (Hüseyin, vefât ederse şâyet,
Ali, Fâtıma’nın da, canları yanar gâyet.
İbrahim beni yakar, onları fazla değil,
Onlar üzülmesin de, ben yanayım ey Cibril!)
Allahın Sevgilisi, böyle istediğinden,
Üçgün sonra İbrahim, vefât etti âniden.