Ömer bin Abdülaziz “rahmetullahi aleyh” hazretleri, yatsı namazından çıkmış, evine giderken, bakmış bir adam sarhoş, şarkı mı söylüyor belli değil… Benim halife olduğum yerde, karşıma bir sarhoş çıkıyor diyor. Hemen zaptiyelere haber veriyor, yakalayın onu diye. Hemen yakalıyorlar, kelepçeleyip götürürlerken; Allah-Muhammed aşkına beni halifenin huzuruna götürün, ona bir çift sözüm var diyor. Efendim, sarhoş böyle böyle dedi, bir kelamı varmış, ne yapalım diyorlar. Halife; Gelsin söylesin diyor. Sarhoş geliyor Halifenin huzuruna, tam karşısına, aniden yüzüne tükürüyor. Herkes zannediyor ki, bu artık kurtulamaz.. Fakat halife buyuruyor ki; “affettim bırakın”. Efendim, buna iki misli ceza gerekirken, niye affettiniz diyorlar. Ömer bin Abdülaziz hazretleri buyuruyor ki; “Yarın ahirette ameller, Allahü tealaya iki şekilde arz edilecek, Allah için olanlar ve nefis için olanlar. Benim ona vereceğim ceza Allah içindi fakat tükürdüğü zaman nefsim karıştı. Nefsim için de ceza verecektim, bunun hesabını ben veremem. İnsanlar ne yaparsa hepsinin hesabını vereceklerdir, ancak Allah için yaptıklarından kurtulacaklardır. Niye onun yüzünden ben Rabbimin huzurunda sıkıntıya düşeyim” diyor.
Büyük bir zatın kapısının önünde bir kamyon gürültülü bir şekilde çalışıyormuş. Talebesi; Efendim dışarıya çıkıp adama söyleyeyim, arabayı birazcık ileriye aldırayım mı dediğinde, Hocası “hayır, dinimize zararı yok efendim” buyuruyor.