Dünyada en mühim şey; kimi seveceksin, kimi sevmeyeceksin; hangisi iyi, hangisi kötü, bunu ayırabilmektir. İnsan, bunu kendisi ayıramaz. Onun için, Cenab-ı Peygamber efendimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ bile dua ediyorlar: “Allahümme erinelhakka hakkan ve erinel bâtıla bâtılan”. “Ya Rabbi, bana doğruyu doğru, eğriyi eğri bildir” diye dua ediyorlar. Bir insan kötüye iyi diye sarılırsa, kötüyle beraber haşr olur. İyiye düşman olursa Allah’ın gazabına uğrar. Yanlışa doğru diye sarılırsa, mahvolur. Doğruya yanlış diye saldırırsa, dünyasını da ahretini de yıkar, helak olur. Onun için, doğruyu doğru bilmek, eğriyi eğri bilmek, kimin sevilip, kimin sevilmeyeceğini bilmek dünyada en zor ve en mühim meseledir.
Bir büyük zata; hep hocanızdan bahs ediyorsunuz, hocanız size ne öğretti, demişler. Buyurmuş ki; Bana hocam bir şey öğretti, o bana yeter. Bu sevilir, bu sevilmez. Bana bunu öğretti. İrşad demek, bu iyi bu kötü diye söyleyebilmektir. İnsan bunu anlayamaz. İnsan bunu aklıyla, ilmiyle, irfanıyla ayıramaz. Yani, bu Rabbimin sevdiğidir, bu nefsimin sevdiğidir diye insan kendisi ayıramaz… Ancak bir mürşid-i kamilin öğretmesiyle mümkündür.