Cenab-ı Peygamber “aleyhissalatü vesselam” buyuruyor ki; Vaki olanda hayır vardır. Bu dinde illâ istenilmez. İlla olsun denmez. Bu, çok tehlikeli ve çok kötüdür, hayırlısını istemelidir. Çok zengin bir adam varmış. Bu adam her gün hocaya gidiyor, Allah bana muhakkak bir erkek evlat versin diyor. Oraya bir mübarek zat gelmiş. Bu mübarek bir zattır, ona derdini söyle demişler. Hocam, Allah bana bir erkek evlat versin demiş. Hayırlısını iste dediklerinde, hayır illa ki erkek olsun diyor. Mübarek zat demiş ki, şurada bir türbe var, git orada bir koyun kes ama cenab-ı Haktan hayırlısını iste, diyor. Gitmiş türbeye, efendi baba efendi baba, muhakkak erkek evlat istiyorum demiş. Aradan onbeş-yirmi sene geçtikten sonra bu mübarek zat yine aynı yere geliyor. O erkek evlat isteyen adam ne oldu diyor. Neler oldu neler, adam hapiste demişler. Oğluna ne oldu demiş. Oğlu idam edildi demişler. Neden diyor. Allahü teala bir erkek evlat verdi fakat mahallenin haydudu oldu, her cins kötülük var. En sonunda birini öldürdü. Babası, yapmasın diye ayırmaya gitti. Fakat adam ölünce babası suç ortağı oldu. Oğlunu idam ettiler, babası hapiste dediler. Netice…. Onun için, ne olursa olsun hayırlısını istemek lazımdır. Bir gün Musa aleyhisselam Tur-i Sinaya giderken birisi önünü kesti. Ya Musa, ne olur Allaha dua et, ben fakirim, zengin olayım dedi. Musa aleyhisselam, hayırlısını iste buyurdu Adam da, hayır ben zengin olmak istiyorum dedi. Musa aleyhisselam, ben Peygamberim, tekrarlama bunu diyor. Diğeri, hayır ben zengin olmak istiyorum diyor. Musa aleyhisselam; Ya Rabbi, kulun yolumu kesti. İlla zengin olmak istiyor, ver ya Rabbi diyor. Cenab-ı Hak da buyuruyor ki; Senin hatırın için veririm. Aradan yıllar geçmiş, Musa aleyhisselam oradan geçiyormuş. Bakmış ki bir kalabalık. Ne oldu diye sormuş. Efendim burada çok fakir bir adam vardı, sonra çok zengin oldu. Azdı kudurdu. Bugün birini öldürdü, kısas yapılacak demişler.