GIYBET KANSER GİBİDİR – 1
Gıybet, din kardeşinin işitince üzüleceği bir kusûrunu arkasından söylemekdir. Ya’ni belli bir mü’minin aybını, onu kötülemek için arkasından söylemek, gıybet olur. Meselâ, bedeninde, nesebinde, ahlâkında, işinde, sözünde, dîninde, dünyâsında, hattâ elbisesinde, evinde bulunan bir kusûr arkasından söylendiği zaman, bunu işitince üzülürse, gıybet olur. Kapalı söylemek, işâret ile, hareket ile bildirmek, yazı ile bildirmek de, hep söylemek gibi gıybetdir. Bir müslümanın günâhı ve kusûru söylendikde, elhamdülillah biz böyle değiliz demeleri, gıybetin en kötüsü olur. Birisinden bahs edilirken, elhamdülillah, Allah bizi hayâsız yapmadı gibi, onu kötülemek, çok çirkin gıybet olur. Falanca kimse çok iyidir, ibâdetde şu kusûru olmasa, dahâ iyi olurdu demek gıybet olur.
Bid’atleri, mezhebsizliği yayarak ve âşikâre günâh işlemeğe devam ederek, müslümanların doğru yoldan ayrılmalarına sebeb olanı, bunun zararından korunmaları için müslümanlara tanıtmak gıybet olmaz ise de bunu fitneye sebep olmayacak şekilde bildirmelidir.
Gıybet kanser gibidir. Girdiği vücud iflâh etmez. Bugün insanların çoğunun gıybet kanserine yakalandıkları müşâhede edilmektedir. Bu gıybet âfetinin salgın haline geldiği herkesce mâ’lûmdur.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmin Hucûrât sûresi, 12. âyet-i kerîmesinde, sû-i zandan kaçınmayı emr etmekde, birbirini çekiştirmeyi men etmekde, gıybeti ölü kardeşinin etini yemeğe benzetmekdedir
Bazı hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Gıybetden uzak olunuz, çünki gıybet zînâdan fenâdır. Zînânın tevbesi kabul edilir ama, gıybet edilen helâl etmeyince tevbesi kabul edilmez.”
“Mi’rac gecesi Cehennemi bana gösterdiler, etleri parça parça edilip, ağızlarına konduğu birtakım insanlar gördüm. Kendilerine bu kokmuş etleri yiyin diyorlardı. Bunların kimler olduğunu sual etdim. Cehennem meleklerinin reîsi Mâlik, bunlar gıybet edenlerdir, gıybet edenler şeytânın dostlarıdır, dedi.”
“Cehennemden en son çıkarılan kimse, gıybetden tevbe edendir. Yani tevbe ederken helâlleşmeyendir. Cehenneme girenlerin ilki ise gıybetden tevbe etmeden ölen kimsedir.”
“Bir gıybet edeni, Allahü teâlâ, on şey ile cezalandırır:
1- Rahmetinden uzak eder. 2- Meleklerden uzak eder. 3- Taatini, iyiliklerini yok eder. 4- Resûlullahın ruhunu ondan çevirir. 5- Allahü teâlâ ona gadab eder. 6- Ruhunu teslim ederken onu baş aşağı eder. 7- Kabir azabını şiddetli eder. 8- Ölüm zamanında amellerini sevâbsız bırakır. 9- Cehenneme yakın eder. 10- Cennetden uzak eder.”
“Bir kimseyi tiksindirecek bir sözü dinlemek, doğru olsa da o kimseyi giybet olur.”
“Gıybet, insanın sevâbını, iyi amellerini, ateşin kuru odunu yakdığı gibi yakar.”
“Kıyamet günü, bir kimsenin sevâb defteri açılır. Ya Rabbi! Dünyâda iken, şu ibâdetleri yapmışdım. Sahifede bunlar yazılı değil, der. Onlar, defterinden silindi, gıybet etdiklerinin defterlerine yazıldı, denir.”
“Kıyamet günü bir kimsenin hasenât defteri açılır. Yapmamış olduğu ibâdetleri orada görür. Bunlar seni gıybet edenlerin sevâblarıdır, denir.”
Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma vahy eyledi ki, “Gıybet edip tevbe eden kimse Cennete en son gidecekdir. Gıybet edip, tevbe etmeyen kimse Cehenneme en önce girecekdir.”
Gıybet, hem Allah huzurunda ve hem de insanların hakkı olması bakımından çok büyük mes’ûliyeti mûcib bir hata ve büyük bir günâhdır. Gıybet edenlerin dili, kıyamet günü fecî bir manzara arz ederek bütün mahlûkat arasında mahcûb ve rezîl olacakdır.
Gıybet söylemek veya dinlemek çalgıdan ve oyundan daha büyük günahdır. İbâdetlerin sevâbını yok eder. Zahmet çekerek, sıkıntılara katlanarak ibâdet yapıp da, bunun sevâbını yok etmek, akılsızlık, cahillik ve ahmaklık değil midir? İbâdetler Allahü teâlâya arz olunurken bunları gıybet ve faidesiz sözlerle sahibimizin karşısına çıkarmak kadar edebsizlik olur mu?
– devamı var –