Dünya mayın tarlasıdır, bu mayınlara çarpmadan karşı tarafa geçmek çok zor bir iştir. Ahiret yolculuğunda bu mayınların yerlerini bilen bir mübarek zât elimizden tutmazsa bu meşakkatli, tehlikelerle dolu yolculukta yürüyebilmemiz imkansızdır…. Allahü teala kime Işık nasib ederse çok şükretmesi lazımdır.
Eğer Peygamber efendimiz aleyhisselatü vesselam gelmeseydi, hiç kimse Allah’ı tanıyamazdı. Onun için bu şans, çok büyük bir şanstır. İmam-ı Rabbani hazretleri kuddise sirruh, mektubat’ta buyuruyor ki; Bu dünyada Allahü tealanın bir kuluna en büyük nimeti, bir dostunu ona tanıtmasıdır. İmanımızı, ihlasımızı, her şeyi onlara borçluyuz. Her şeyin hakkı ödenebilse de hocanın hakkı ödenmez. Çünkü buyuruluyor ki; Ümmeti arasında peygamber ne ise talebesi arasında hoca odur. Elimizden geldiği kadar okumak, ruhlarına göndermek, onların gıyabında ve huzurunda, her hususta teşekkür etmek zorundayız. Çünkü hadis-i şerifde buyuruluyor ki; Eğer birisi size bir iyilik yaparsa, siz de teşekkür etmezseniz, Allahü tealaya şükretmiş olamazsınız. Ehl-i sünnet itikadı çok zor elde edilir. Böyle bir zatın bize ehl-i sünnet itikadını öğretmesi ele geçmez bir hazinedir. Peygamber efendimiz aleyhisselatü vesselam buyuruyorlar ki; Benim ümmetim yetmişüç fırkaya bölünecek. Bunlardan yetmişikisi dalalette olacak, cehenneme gidecek, bir fırkası “Benim ve eshabımın yolunda gidenler” kurtulacak buyurmuş. İşte yetmişüç fırkanın içerisinde, bir fırka olan ehl-i sünnet vel cemaat fırkasını Allahü teala bize nasib etti. Bu fırkanın bir mensubu olmak ne büyük seadettir!
İnsanın vücudunda en kıymetli organ kalptir. Bizim dinimizin esası; kalbi hastalıktan kurtarmaktır. Çünkü kalbi hasta yapan, insanın içinde bir düşman vardır. Hem Allah’a düşman, hem de kalbe düşmandır. O da insanın nefsidir. Nefse karşı bir panzehir lazımdır. Bu panzehir, bu büyük zatların kendileri veya eserleridir. Eser deyince; hem kitapları hem de talebeleridir. O zatlardan birine rastlayan kurtulur. Onun için insan dünyada beraber olduğu, sevdiği kişilerle haşr olunacaktır. Kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz önemlidir. Çünkü insan nasıl yaşarsa öyle ölür, nasıl ölürse öyle diriltilir. Kimlerle berabersek, ahirette de onlarla beraber olacağız. Çünkü Peygamber efendimiz buyuruyor ki; El mer’ü mea men ehabbe. Ne ile meşgulseniz, dünyada kimlerle beraberseniz ahirette de onunla berabersiniz buyuruyor. Onun için kim Allahü tealayı çok anarsa, Allah ile beraber olur. Kim Peygamber efendimiz’e çok salevat-ı şerife getirirse, Peygamberimizle aleyhisselatü vesselam beraber olur…