Peygamberimiz buyuruyorlar ki “aleyhissalatü vesselam”; Kim Allah içinse Allah da onun içindir. Allahü tealanın rızasını düşünerek haraket eden, insanlar neder diyerek Allahü tealanın rızasından vazgeçmeyenleri, Allahü teala himayesine alır. İnsanların rızasını gözetip, Rabbimizin rızasına uymayanların işini insanlara bırakır.
Sürüden ayrılan koyunu kurt kapar, kurt sürüye saldıramaz, sürüden ayrılan hapı yutar. İnsanın kurdu şeytandır buyuruyor cenabı peygamber. Eğer siz bir topluluktan ayrılırsanız, ayrı düşerseniz sizi de o şeytan kapar. Allahü teala bir topluluğun içine şeytanın girmesini yasaklamıştır. Bir topluluğun içine şeytan giremez. Onları bozamaz, çünkü hepsi aynı şeyi düşünüyor hepsi aynı şeyleri paylaşıyorlar. Eğer bir tanesi içlerinden farklı düşünürse farklı konuşursa şeytan gider ona bulaşır. Nasıl ki sürüden ayrılan koyunu kurt kaparsa bir topluluktan ayrı olanı da şeytan kapar, o insanlara karşı kötü düşünmeye başlar, tenkit etmeye başlar. Yani başlar muhalefete… Muhalefetle kalsa yine iyi, bu sefer bir müddet sonra o herşeyini borçlu olduğu o kapıya düşman olmaya başlar, öyle düşmanlığı artar ki; en son bu düşmanlık din düşmanlığına dönüşür. Allah muhafaza etsin. Cenabı peygamber buyuruyor ki; toplulukta rahmet vardır, ayrılıkta azab-ı ilahi vardır. İşte birlik ve beraberlik içinde olmanın hem hayat bakımından, hem vefat bakımından, hem dünya bakımından, hem ahiret bakımından çok faydası vardır.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî “kuddise sirruh” hazretleri buyuruyor ki; “Evliyânın kalbleri, ilâhî nûrların çıkıp geldiği kaynaklardır. Onların hoşnut olduğundan, Hak teâlâ da hoşnuttur. Onların kalblerinde yer eden, büyük devlete kavuşmuştur”. “Bu yolun büyükleri kendilerine bağlı olanlardan gâfil değildir”….
Allahü teala bir ağaç yaratmış, dünyada ekilir, yetiştirilir ama dünyada meyvesi olmaz, meyvesi cennette yenir, çünki bu meyveyi yiyen ölümsüzleşir. Bu ağaç islamiyet ağacıdır, ağacın adı müslümanlıktır.
Herhangi bir insana bir iyilik etmek, gökten lamba olarak yere inse, bu iyilikten hasıl olan nur o kadar parlaktır ki; güneş onun yanında çok sönük kalır. Hele bu hizmet ile bir insanın hidayetine sebeb olunursa kıymeti hiç ölçülemez.