Hocamız Hüseyin Hilmi Işık Efendi’nin “rahmetullahi aleyh” vefatlarında yayınlanan gazete yazılarından:
12-
Entellektüel Boyut
Rahim Er
29 Ekim 2001 Pazartesi
Cennet mübârek olsun
Zor; çok zor onları anlatmak, İslâm âlimlerini anlatabilmek ne haddimize. Görmek ayrı tanımak ayrı. Gördük fekat ne kadar tanıdık? Âlimin kıymetini yine âlim bilir. Bize düşen sevmeğe çalışmak. Sermâyemiz sevgi. Kurtuluş ümmîdimiz şefâ’at. Âlimler, Peygamber vârisleridir. Sevgili Peygamberimizden aleyhisselâm akıp gelen silsilenin son temsîlcisi idi. Âhır zemân Nebîsi’nin hakîkî ve kâmil bir vârisi idi. Hep ilm öğrenmek ve öğretmekle meşgûl iken hiçbir şeyi kendine mâl etmedi. Bütün müktesabatını hocalarına izâfe ederdi. Onların lügatinde “ben” yokdur. Hocasına olan emsâlsiz aşkıyla kalbimiz titrerdi. Sanki birkaç dakika evvel ayrılmışlardı. Dâimâ güler yüzlü idiler, dâimâ cömerd. Beyefendilikde zirveydi. Son İstanbul beyefendisiydi. Dünyânın, dünyâ malının, yanında zerrece değeri yokdu. Bir tek mevzû’da ta’vîz vermezdi. İslâmiyyet. İslâmiyyet’e kıl ucu kadar halel gelmesine, ilâve, çıkartma, değişiklik yapılmasına tehammül edemezlerdi. Kendini ilm uğruna odasına ve masasına mahkûm etmiş gibiydi. Sâniyesini boşa harcamadı. Hep çalışıyor. Ömrü, öğrendiklerine vesîka aramakla geçiyordu. Eserleri ile, bir küçücük odadan dünyâya ışık yaydı. Bir çok dildeki kitâbları ile İslâmiyyet’in bozulmadan hakîkî hâli ile devâm etmesini temîn etdi. Milyonlarca insanın yanlış yollara sapmasını önledi. Bâtıl inanışların İslâmiyyet olarak takdîmine engel oldu.
– devamı var –