Allahü teala her yüzyılda bir peygamber göndererek dîni kuvvetlendirmiş, bin yılda ise bir ülülazm peygamber ile mevcud dini değiştirmiştir. Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselam hatemül enbiyadır. O’ndan sonra peygamber gelmeyecektir. Onun için Peygamber efendimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) sonra her yüzyılda bir, vâris olarak, çok büyük bir vêlî ile son ve en mükemmel din olan islamiyeti kuvvetlendirmiştir. Yüz senede bir gelen bu büyükler, öyle kıymetlidir ki, kendi zamanında onun gibisi olmaz, o asırda yaşayanların en kıymetlisidir, en üstünüdür. Mesela; Abdülkadir Geylani hazretleri, Şah-ı Nakşibend Bahaeddin-i Buhari hazretleri, Mevlana Halid-i Bağdadî hazretleri, Abdülhakim-i Arvasi rahmetullahi teala aleyh hazretleri gibi zâtlar bunlardandır. Bir de bin yılda gelen peygamberlerin yerini tutması için, bin yılda bir daha büyük veli ile unutulmuş olan sünnetler canlandırılır, bid’atler ortadan kaldırılır. Bu büyükler ise bin yıl içindeki evliyanın en büyükleridir. Peygamber efendimiz’den (sallallahü aleyhi ve sellem) sonra bin sene geçince, bid’atler çoğaldı, sünnetler unutuldu. Allahü teala hicrî ikinci bin başında İmâm-ı Rabbani hazretleri vesilesi ile islam dinini asrı seadetteki şekli ile kuvvetlendirdi. İmam-ı Rabbani hazretleri, öyle kıymetli, öyle büyük ki, büyüklerimiz O’nun için; “İmam-ı Rabbani hazretlerini tanımadan kurtuluş olamaz” buyuruyorlar. Büyüklerimiz gene buyuruyor ki; “İmam-ı Rabbanî hazretlerinin yolundan gelenlerin şan ve şerefi öyle çoktur ki, deniz yanında damla kıyaslanırsa, bu da kıyaslanır…”. Bir beldedeki kabristanlarda bulunan zevât-ı kiram arasında İmam-ı Rabbani hazretlerinin mensubları, Onun yolundan gelenler çok müstesna bir yer tutar. O beldenin en büyüğü Onlardır. İşte Abdülhakim Arvasi hazretleri bu müstesna büyüklerdendir.
Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin Hayatı