İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” hazretlerinin Mektûbât’ının birinci cildinden özet olarak seçmeler:
“Edebi gözetmek, zikrden üstündür. Edebi gözetmeyen, hakka kavuşamaz.”
“Eshâb-ı Kirâm sohbet ile yükseldi. Eshâb-ı Kirâm, dîni bildirenlerdir. Eshâb-ı Kirâma dil uzatan dîni yıkar. Eshâb-ı Kirâmın îmânda ayrılıkları yoktur. Eshâb-ı Kirâmın hepsi, evliyânın hepsinden üstündür.”
“Farzı bırakıp, nâfile ibâdetleri yapmak boşuna vakit geçirmektir.”
“Havf (korku), gençlikte; recâ (ümîd), ihtiyarlıkta olmalıdır.”
“Her sabah ve akşam yüz kerre; “Sübhânellahi ve bi-hamdihi” demelidir.”
“İhlâs ile yapılan bir iş, senelerce yapılan ibâdetlerin kazancını hâsıl eder.”
“İnsana lâzım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak, daha sonra tasavvuf yolunda ilerlemektir. İslâmın temeli; Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine inanmak ve yapmaktır.”
“Kalbin tasfiyesi (temizlenmesi); İslâmiyete uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid’atlerden kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur. Zikr ve rehberi (doğru yolu gösteren âlimi) sevmek bunu kolaylaştırır.”
“Malı zarardan korumanın ilâcı, zekât vermektir.”
“Mekruhtan sakınmak ve bir edebi gözetmek; zikrden, fikirden ve murâkabeden daha fâidelidir.”
“Meyyite (ölüye); dua, Fâtiha, sadaka ve istiğfar ile yardım etmelidir.”
“Mübâh olan şeyleri lâzım olunca kullanmalıdır. Mübâhları, kulluk vazîfesini yapmak için niyet ederek kullanmalıdır.”
“Büyükleri sevmek saâdetin sermâyesidir. Muhabbete müdâhâne (gevşeklik) sığmaz.”
“Nefse, günahlardan kaçmak, ibâdet yapmaktan daha güç gelir. Onun için günahtan kaçmak daha sevâbtır.”
“Nefs-i emmâreyi yıpratmak, azgınlığını önlemek için dîne uymaktan başka çâre yoktur.”
“Namazda hâsıl olan lezzetlerde, nefsin nasîbi yoktur. Namazın mi’râc olması bu ümmete mahsûstur.”
“Uyku zamanında yüz kere tesbih (sübhânellah demek), tahmîd (elhamdülillah demek) ve tekbîr (Allahü ekber demek) okumak, kendini hesaba çekmek sayılır.”
“Razzâk olan Hak teâlâ, rızıklara kefil olmuş, kullarını bu sıkıntıdan kurtarmıştır.”
“Se’âdet, ömrü uzun ve ibâdeti çok olanındır. Saâdet-i ebediyyeye kavuşmak, peygamberlere uymağa bağlıdır.”
“Sohbeti ganimet bilmelidir. Sohbetin üstünlüğü, bütün üstünlüklerin ve kemâllerin üstüdür.”
“Sünnet ile bid’at arasında şüpheli olan bir işi terk etmelidir. Sünnet ile bid’at birbirinin zıddıdır. Birini yapınca öteki yok olur.”
“İslâmiyete uymadan, azâbdan kurtulmak olmaz. İslâmiyete uymak, nefsin isteklerini bırakmak demektir. İslâmiyete uymayan kimse, Allahü teâlâya kavuşamaz. İslâmiyete uygun olmayan sözler ve işler, insanı felâkete sürükler.”
“Şeytan, (Allahü teâlâ rahimdir af eder) diyerek insanı günah işlemeğe sürükler. Hâlbuki kıyâmet günü düşmanlara merhamet olunmayacaktır. Şeytan, kötülükleri iyilik şeklinde gösterip insanları aldatır.”
“Şöhret, âfettir.”
“İstemek, kavuşmanın müjdecisidir. Yanıp yakılmak da kavuşmanın başlangıcıdır.”
“Eshâb-ı Kirâm sohbet ile yükseldi. Eshâb-ı Kirâm, dîni bildirenlerdir. Eshâb-ı Kirâma dil uzatan dîni yıkar. Eshâb-ı Kirâmın îmânda ayrılıkları yoktur. Eshâb-ı Kirâmın hepsi, evliyânın hepsinden üstündür.”
“Farzı bırakıp, nâfile ibâdetleri yapmak boşuna vakit geçirmektir.”
“Havf (korku), gençlikte; recâ (ümîd), ihtiyarlıkta olmalıdır.”
“Her sabah ve akşam yüz kerre; “Sübhânellahi ve bi-hamdihi” demelidir.”
“İhlâs ile yapılan bir iş, senelerce yapılan ibâdetlerin kazancını hâsıl eder.”
“İnsana lâzım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak, daha sonra tasavvuf yolunda ilerlemektir. İslâmın temeli; Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine inanmak ve yapmaktır.”
“Kalbin tasfiyesi (temizlenmesi); İslâmiyete uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid’atlerden kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur. Zikr ve rehberi (doğru yolu gösteren âlimi) sevmek bunu kolaylaştırır.”
“Malı zarardan korumanın ilâcı, zekât vermektir.”
“Mekruhtan sakınmak ve bir edebi gözetmek; zikrden, fikirden ve murâkabeden daha fâidelidir.”
“Meyyite (ölüye); dua, Fâtiha, sadaka ve istiğfar ile yardım etmelidir.”
“Mübâh olan şeyleri lâzım olunca kullanmalıdır. Mübâhları, kulluk vazîfesini yapmak için niyet ederek kullanmalıdır.”
“Büyükleri sevmek saâdetin sermâyesidir. Muhabbete müdâhâne (gevşeklik) sığmaz.”
“Nefse, günahlardan kaçmak, ibâdet yapmaktan daha güç gelir. Onun için günahtan kaçmak daha sevâbtır.”
“Nefs-i emmâreyi yıpratmak, azgınlığını önlemek için dîne uymaktan başka çâre yoktur.”
“Namazda hâsıl olan lezzetlerde, nefsin nasîbi yoktur. Namazın mi’râc olması bu ümmete mahsûstur.”
“Uyku zamanında yüz kere tesbih (sübhânellah demek), tahmîd (elhamdülillah demek) ve tekbîr (Allahü ekber demek) okumak, kendini hesaba çekmek sayılır.”
“Razzâk olan Hak teâlâ, rızıklara kefil olmuş, kullarını bu sıkıntıdan kurtarmıştır.”
“Se’âdet, ömrü uzun ve ibâdeti çok olanındır. Saâdet-i ebediyyeye kavuşmak, peygamberlere uymağa bağlıdır.”
“Sohbeti ganimet bilmelidir. Sohbetin üstünlüğü, bütün üstünlüklerin ve kemâllerin üstüdür.”
“Sünnet ile bid’at arasında şüpheli olan bir işi terk etmelidir. Sünnet ile bid’at birbirinin zıddıdır. Birini yapınca öteki yok olur.”
“İslâmiyete uymadan, azâbdan kurtulmak olmaz. İslâmiyete uymak, nefsin isteklerini bırakmak demektir. İslâmiyete uymayan kimse, Allahü teâlâya kavuşamaz. İslâmiyete uygun olmayan sözler ve işler, insanı felâkete sürükler.”
“Şeytan, (Allahü teâlâ rahimdir af eder) diyerek insanı günah işlemeğe sürükler. Hâlbuki kıyâmet günü düşmanlara merhamet olunmayacaktır. Şeytan, kötülükleri iyilik şeklinde gösterip insanları aldatır.”
“Şöhret, âfettir.”
“İstemek, kavuşmanın müjdecisidir. Yanıp yakılmak da kavuşmanın başlangıcıdır.”
-devamı var-
İslâm Âlimleri Ansiklopedisi