İmâm-ı Rabbânî hazretleri “kuddise sirruh” “Mebde” ve Me’âd” risâlesinde şöyle buyurmuştur: “Biz dört kişi, hocamız Muhammed Bâkî-billah’a “kuddise sirruh” hizmette diğerlerinden ilerdeydik. Hepimizin ayrı bir bağlılığı, ayrı bir düşüncesi vardı. Bu fakir yakînen biliyorum ki, böyle bir sohbet ve cem’iyyet, terbiye ve irşâd kaynağı, Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” zamanından sonra dünyâda çok az görülmüştür. Gerçi insanların en hayırlısı olan Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” zamanında bulunamadık, sohbetine kavuşamadık ama, Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin saâdetli sohbetinden de mahrûm kalmadık. Bunun için bu büyük ni’metin şükrünü yerine getirmek lâzımdır. Onun huzûrunda herkes kendi bağlılığına, muhabbetine göre bir şeylere kavuştu.”
İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Ahrâriyye (Nakşibendiyye) yolundan başka; Kâdiriyye, Sühreverdiyye, Çeştiyye ve Kübreviyye yollarından da icâzet almıştır. Çeştiyye ve Kâdiriyye yollarının icâzetini babasından aldı. Babası Abdülehad onu büyük bir muhabbetle severdi. Hattâ İmâm-ı Rabbânî Akra’da bulunduğu sırada, meşgûliyeti sebebiyle babasının yanına gidemeyince, babası onu görmek için Akra’ya gitmiştir. Daha sonra Akra’dan dönüp babasının hizmetinde bulundu. Babası Abdülehad evliyânın büyüklerinden idi. Babasının sohbetinde çok feyze kavuştu.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri, asırlarda benzeri az yetişen, müstesna bir İslâm âlimi ve büyük bir mürşid-i kâmildir. Allahü teâlâ kullarına acıyarak, İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” gibi bir müceddîd yarattı. Ona derin ilimler ihsân eyledi. Onun vasıtasıyla Hakkı bâtıldan ayırıp, bâtılı, çok kalblerden kaldırdı. Bu yüce İmâm’ın mektupları ve kitapları, insanları gafletten uyandırdı. Dünyâya ışık saldı. Ya’nî Allahü teâlâ onu, Peygamber efendimizden “sallallahü aleyhi ve sellem” bin sene sonra, dîn-i İslâmı yenilemek ve kuvvetlendirmek için göndermişti. Yenilemek, değişiklik yapmadan kolayca olur mu? Günahların, bid’at ve hurafelerin çoğaldığı, dalâletin yayıldığı, bilhassa vahdet-i vücûd taklidcilerinin din âlimi tanındığı bir zamanda, İslâm dînini kuvvetlendirmek, bunları temizlemek kolay mıdır?
-devamı var-
İslâm Âlimleri Ansiklopedisi